Yüzüğü Suya Batmayan Vezir Hikayesi
Yüzüğü Suya Batmayan Vezir Hikayesi
Çok eski zamanlarda bir padişah varmış. Bu padişahın bir de bilgili ve akıllı bir veziri varmış. Bir gün bu vezir, hamama gidip, çeşmenin su dolu teknesinin yanına oturmuş. Otururken ansızın vezirin parmağındaki yüzük suya düşmüş, fakat yüzük batmayıp suyun üzerinde durmuş. Vezir bu durumu görünce evine ve hazinesini koruyan bir kişiye adam göndermiş ve:
-“Hemen evimde ve hazinemdeki bütün malları taşıyıp falan yere koyup saklayın. Padişah beni yakalayıp hapsetmek ister,” demiş.
Vezirin adamları, vezirin söylediklerini aynen yapmışlar. Sonra padişah, veziri yakalayıp evinde ve hazinesinde ne varsa almaları için askerler göndermiş. Padişahın adamları vezirin yanına gidip, evinde ve hazinesinde ne bulmuşlarsa almışlar ve veziri zindana atmışlar. Birkaç gün geçtikten sonra vezir, kendi adamlarına:
-“Bana bir tabak nar tanesi yemeği pişirip getirin, canım çok istedi” demiş.
Vezirin adamları o yemeği yapamamışlar. Vezir on yıl zindanda kalmış. Nar tanesi aşını yemeyi çok istemiş fakat bir türlü yiyememiş. Bir gün o yemeği pişirip vezire götürmüşler. Vezir, tam yemeği yiyeceği sırada ansızın iki tane fare gelip yemeğin içine girmiş. Vezir bu durumu görünce hemen adamlarına:
-“O sakladığınız malları, elbiseleri ve ağır yükleri tekrar evime götürün.” Padişah beni serbest bırakacak demiş.
Bir saat sonra padişah bir adam gönderip veziri zindandan çıkarmış. Vezire elbiseler giydirip tekrar vezirlik görevine getirmiş. Sonra vezirin adamları vezire:
-“Önce yakalayıp zindana atılacağını ve sonra da zindandan kurtulacağını nasıl bildin” diye sormuşlar. Bunun üzerine vezir adamlarına:
-“Parmağımdaki yüzük suya düşüp suyun içinde batmadığını gördüğüm zaman makamımın mükemmelliğe ulaştığını anladım. Bu yüzden uyanık davranıp başımın çaresine baktım. Çünkü her mükemmelliğin bir sonu olacağı kesindir. Sonra on yıl sıkıntı çekip zindanda kaldım. Nar tanesi yemeğini yemeyi çok istedim fakat elime geçip yiyemedim. Elime geçince de içine iki tane fare girdi. Bu durumdan, üstümdeki uğursuzluğun gittiğini ve makamımın tekrar elime geçtiğini anladım. Nitekim “iza etemme emren bade nakşuh tevekkı zevale iza kıle tem” demişlerdir. Yani mükemmelliğe ulaşan kazancın sonunun olması kesindir,” demiş.
İnsanlar hiç ölmeyeceklermiş gibi bu dünyaya dalmış durumdalar. Gün gelecek ölüm yüzünü gösterdiğinde ise insan, ahiret için hiçbir hazırlık yapmadığını görecek ve kazandıkları malların kendisine fayda vermeyeceğini anlayacaktır.
Kaynak: Kırk Vezir Hikayeleri, Yüzüğü Suya Batmayan Vezir Hikayesi.