Yaşlı Kadın ile Minik Kedi Masalı
Yaşlı Kadın ile Minik Kedi Masalı
Uzun yıllar önce yaşlı bir kadın ile minik bir kedi varmış. Bir gün yaşlı kadın minik kedisine:
-Minnoşum, ben komşulara gideceğim. Sütü ateşin üstüne bırakıyorum. Sakın ateşi söndürme, sütü de içme. Sütü içersen, yoğurt yapıp satamayız, evimize ekmek alamayız, demiş.
Kedi:
-Nine sen keyfine bak. Ben ne süte ne de ateşe dokunurum, demiş.
Yaşlı kadın evden çıkmış. Kedi ise evde yalnız kalmış. Sağa gitmiş, sola gitmiş, canı sıkılmış, uyumaya çalışmış ama bir türlü uyuyamamış. Bu arada acıktığını fark etmiş, dayanamayıp şöminedeki sütü içmiş. Biraz vakit geçmiş, tuvaleti gelmiş. Dışarı çıkmak istemiş ama yaşlı kadın kapıyı kilitlediği için dışarı çıkamamış. Dayanamayıp çişini şömine ateşinin üzerine yapmış. Böylece ateşi de söndürmüş. Sonra gidip yatağına uzanıp, uyuyakalmış. Yaşlı kadın geri gelip kapıyı açarken kedi uyanmış. Yaşlı kadın kızar diye hemencecik gidip saklanmış.
Yaşlı kadın içeri girmiş, şömineye doğru gitmiş. Birde ne görsün. Sütü içilmiş, ateşi ise söndürülmüş. Yaşlı kadın bunu, kedinin yaptığını hemen anlamış ve öfkesini belli etmeden;
-Minnoşum! Neredesin? Gel bak sana neler getirdim, diye kediyi çağırmış. Kedi bir an yaptığı hatasını unutup, yaşlı kadının kendisine ne getirdiğini görmek için yanına gitmiş. Yaşlı kadının etrafında dolanıp, miyavlamaya başlamış.
Yaşlı kadın birden kediyi ensesinden yakalayıp, kedinin boynundaki kolyeyi alıvermiş. Kedi ağlayıp sızlanmaya başlanmış. ‘’lütfen bana annemden kalan kolyemi geri ver’’, demiş.
Yaşlı kadın:
-Hadi oradan! Sütümü getirmeden sana kolyeni vermem, demiş.
Kedi, boynu bükük şekilde ‘’tamam, getireceğim’’, demiş. Sonra süt istemek için İneğin yanına gitmiş.
-İnek kardeş, inek kardeş, bana biraz süt verebilir misin? Sütü verirsen, bende sütü yaşlı kadına götüreceğim, o da bana annemden kalan kolyemi verecek, sonra da kendime yeni bir yuva arayacağım, demiş.
İnek:
-Kusura bakma kedicik. Sütümü buzağım içti. Sütüm hiç kalmadı. Ama gidip bana ot getirirsen bende otu yer, sana süt verebilirim, demiş.
Kedi bu kez Tarla’nın yanına gidip demiş ki:
-Tarla kardeş, tarla kardeş bana biraz ot verebilir misin? Otu ineğe götüreceğim, inek bana süt verecek, ben sütü yaşlı kadına götüreceğim, yaşlı kadın bana kolyemi verecek, sonra kendime yeni bir yuva arayacağım.
Tarla:
-Bu yıl hiç yağmur yağmadı. O yüzden sana verecek otum yok. Ama şu ilerdeki çeşmeden bana su getirirsen, bende sana ot verebilirim, demiş.
Kedi Çeşmenin yanına gidip:
-Çeşme kardeş, çeşme kardeş, bana biraz su verebilir misin? Suyu tarlaya vereceğim, tarla bana ot verecek, otu ineğe götüreceğim, inek bana süt verecek, ben sütü yaşlı kadına götüreceğim, yaşlı kadın bana kolyemi verecek, sonra kendime yeni bir yuva arayacağım, demiş.
Çeşme:
-Bugün canım çok sıkılıyor. Şuradaki çocuklara söyle de gelip burada oynasınlar, buraları şenlendirsinler, bende mutlu olup sana su verebileyim, demiş.
Kedi çocukların yanına gidip:
-Sevgili çocuklar, gelip şu çeşmenin başında oyun oynar mısınız? Oynarsanız çeşme bana su verecek, ben suyu tarlaya vereceğim, tarla bana ot verecek, otu ineğe götüreceğim, inek bana süt verecek, ben sütü yaşlı kadına götüreceğim, yaşlı kadın bana kolyemi verecek, sonra kendime yeni bir yuva arayacağım, demiş.
Çocuklar:
-Ayaklarımızı görüyorsun ki ayağımızda ayakkabı yok. Bize ayakkabı getirirsen, biz de çeşmenin başında oyun oynarız, demişler.
Kedi ayakkabıcıya gidip:
-Ayakkabıcı kardeş bana birkaç çift ayakkabı yapar mısın? Yaparsan ayakkabıları çocuklara götüreceğim. Çocuklar ayakkabıları giyip çeşmenin başında oyunlar oynayacak. Çeşme bana su verecek. Suyu tarlaya vereceğim, tarla bana ot verecek, otu ineğe götüreceğim, inek bana süt verecek ben sütü yaşlı kadına götüreceğim, yaşlı kadın bana kolyemi verecek, sonra kendime yeni bir yuva arayacağım, demiş.
Ayakkabıcı:
-Ben çok açım. Ayakkabı yapacak halim yok. Bana birkaç yumurta getir de yiyeyim. Gücümü toplayayım da sana ayakkabı yapayım, demiş.
Kedi tavukların yanına gitmiş:
-Bana yumurta verebilir misiniz? Yumurtaları ayakkabıcıya götüreceğim, o bana ayakkabı verecek, ben ayakkabıları çocuklara götüreceğim, çocuklar ayakkabıları giyip çeşmenin başında oyunlar oynayacak. Çeşme bana su verecek. Suyu tarlaya vereceğim, tarla bana ot verecek, otu ineğe götüreceğim, inek bana süt verecek, ben sütü yaşlı kadına götüreceğim, yaşlı kadın bana kolyemi verecek, sonra kendime yeni bir yuva arayacağım, demiş.
Tavuklar:
-Kaç gündür darı yemiyoruz ve çok açız. O yüzden yumurta yapacak halimiz yok. Bize darı getirirsen bizde karnımızı doyurur, kendimize gelir ve sana yumurta yapar veririz, demişler.
Kedi değirmencinin yanına gitmiş.
-Bana biraz darı verebilir misin? Darıyı tavuklara götüreceğim. Onlar bana yumurta verecek. Yumurtaları ayakkabıcıya götüreceğim, o bana ayakkabı verecek, ben ayakkabıları çocuklara götüreceğim, çocuklar ayakkabıları giyip çeşmenin başında oyunlar oynayacak. Çeşme bana su verecek. Suyu tarlaya vereceğim, tarla bana ot verecek, otu ineğe götüreceğim, inek bana süt verecek ben sütü yaşlı kadına götüreceğim, yaşlı kadın bana kolyemi verecek, sonra kendime yeni bir yuva arayacağım, demiş.
Değirmenci:
-Görüyorsun ki her tarafım yara bere içerisinde. Bir çorba yapacak takatim bile yok. Bana bir çorba yap, içip kendime geleyim, demiş.
Kedi hemen mutfağa gitmiş. Yaşlı kadından öğrendiği şifalı tarhana çorbasını pişirmiş. Sonra getirip değirmenciye içirmiş. Değirmenci çorbayı içtikten sonra kendine gelmiş. Kediye bir torba darı vermiş. Kedi darıyı tavuklara götürmüş, tavuklar kediye yumurta vermiş. Kedi yumurtaları ayakkabıcıya götürmüş, ayakkabıcı çocuklara ayakkabı yapmış. Çocuklar çeşme başında oyunlar oynamış, kedi çeşmeden su alıp tarlaya götürmüş. Tarla ot vermiş, kedi otu ineğe götürmüş. İnek otu yemiş, kediye süt vermiş. Kedi sütü götürüp yaşlı kadına vermiş. Yaşlı kadın ona kolyesini vermiş. Sonra da kedi, kendine yeni bir yuva bulmak için başka diyarların yolunu tutmuş.
Yaşlı kadın ile minik kedi masalımızda burada bitmiş.