Tilkinin Mahkemesi Masalı
Tilkinin Mahkemesi Masalı
Bir gün adamın biri merada ot biçiyormuş. Can havliyle kaçan bir yılanın, kendisine doğru geldiğini görmüş. Yılan, adama yaklaşmış ve:
-‘Lütfen beni sakla. Düşmanlarım peşimde, yakaladıklarında beni öldürecekler. Beni saklarsan sana minnettar olurum’, demiş.
Adam:
-‘Seni nerede saklayayım?’ demiş.
Yılan:
-‘Ağzını aç, ben midene saklanayım. Düşmanlarım gittikten sonra geri çıkarım,’ demiş.
Adam:
-‘Tamam’, deyip ağzını açmış. Yılan, adamın ağzından girip, midesine saklanmış. Az sonra iki adam çıka gelip, yılanı görüp görmediğini sormuşlar.
Adam:
-‘Şu tarafa gitti’, deyip adamları yanlış yöne göndermiş. Adamların uzaklaştığından emin olduktan sonra:
-‘Yılan kardeş, düşmanların uzaklaştı, artık çıkabilirsin,’ demiş.
Yılan:
-‘Çıkmam. Birazdan da kalbini ısırıp seni öldüreceğim,’ demiş.
Adam:
-‘Yapma yılan kardeş. Sana iyilik yapana böyle mi yapılır,’ demiş.
Yılan:
-‘O beni ilgilendirmez. Birazdan kalbini ısırıp seni öldüreceğim’ demiş.
Adam, yılana dışarı çıkması için yalvarırken, oradan geçmekte olan bir tilki:
-‘Kardeş, niye kendi kendine konuşuyorsun?’ diye sormuş adama.
Adam:
-‘Yok tilki kardeş, midemde bir yılan var. Onunla konuşuyorum,’ demiş.
Tilki şaşırıp:
-‘Peki! Yılan midene nasıl girdi?’ demiş.
Adam:
-‘Düşmanlarından kaçarken, yanıma gelip onu saklamam için yalvardı. Ben de iyilik olsun diye ağzımı açıp, onun içeri girmesini sağladım. Ama şimdi, kalbimi ısırıp, beni öldüreceğini söylüyor. İyiliğin karşılığı bu mu olmalı tilki kardeş?’ demiş.
Tilki:
-‘Çok tuhaf. Ama isterseniz, ben bir mahkeme kurayım. Sonra kim haklı, kim haksız diye karar vereyim’, diye bir teklif sunmuş.
Sonra adama:
-‘Benim hakemliğimi kabul eder misin? diye sormuş.
Adam:
-‘Evet,’ demiş.
Bu kez yılana:
-‘Peki! Yılan kardeş, sen hakemliğimi kabul eder misin?’ diye sormuş.
Yılan:
-‘Tamam, ben de kabul ediyorum,’ demiş.
Tilki:
-‘Yılan kardeş, mahkeme yapabilmem için ikinizin yan yana gelmesi lazım. Onun için dışarı çıkman lazım,’ demiş.
Yılan:
-‘Tamam,’ deyip dışarı çıkmış ve adamın yanında doğruluvermiş.
Tilki, adama:
-‘Elindeki ne?’ diye sormuş.
Adam:
-‘Sopa,’ demiş.
Tilki:
-‘O zaman ne duruyorsun’, demiş.
Adam, elindeki sopayla yılanın kafasına vurup, yılanı öldürmüş.
Adam, Tilkiye çok teşekkür etmiş sonra:
-‘Tilki kardeş, ne yapsam bu iyiliğinin karşılığını ödeyemem. Ama burada iki dakika bekle, hemen sana bir tavuk getireyim,’ demiş.
Tilki:
-‘Hiç gerek yok,’ demiş adama.
Adam çok ısrar edince, tilki:
-‘Tamam, getir o zaman,’ demiş.
Adam evine doğru gitmiş ama tilki, adama güvenememiş. Gidip çalıların arasında beklemeye başlamış. Az sonra adam gelmiş, paltosunu giymiş, paltosunun altına da av köpeğini saklamış. Elindeki tavukla, tilkiye seslenmiş.
-‘Tilki kardeş, neden uzakta bekliyorsun, gel yanıma tavuğunu al,’ demiş.
Tilki:
-‘Ben aç değilim. Ama çok ısrar ediyorsan, tavuğu çalıların arasına at, sonra acıkırsam yerim,’ demiş.
Adam tavuğu alıp çalıların arasına atmış. Tilki, çalıların arasından çıkıp, tavuğu kaptığı gibi kaçmış. Adam av köpeğini tilkinin peşine salmış, tilki kaçmış tazı kovalamış. Tilki, kan ter içinde kendini bir kaya çatlağından içeri atıp, av köpeğinden kurtulmuş.
Sonra kendi kendine, ‘mahkeme benim neyime, bıraksaydım da yılan, adamı ısırsaydı. Nankörlere iyilik yapılmaz,’ deyip dizlerini dövmüş.
Tilkinin Mahkemesi Masalımızda burada bitmiş.