Tilki ile Keklik Masalı

Tilki ile Keklik Masalı

Günlerden bir gün bir kınalı keklik karnını doyurmuş ve bir dağ başına çıkıp, güzel güzel ötmeye başlamış. Dağ taş, bizim kınalı kekliğin güzel sesiyle inliyormuş. O sırada oralardan geçmekte olan aç bir tilki kekliğin sesini duyup, sesin geldiği yöne doğru ilerlemiş.

Tilki az sonra kekliğin olduğu taşın kenarına yaklaşıp:

“Keklik kardeş bu ne ses, bu ne güzellik! Bu dünyanın en güzel kuşu sensin, hem ne de güzel bir sesin varmış. Senin ötmediğin gün bu dağlar çok sessiz ve ürkütücü oluyor. İyi ki bizim bu dağlarda yaşıyorsun. Merak ettim de sen hiç uyumuyor musun?

Keklik:

“Uyuyorum, hem de çok uyuyorum,”  diye cevaplamış.

Tilki:

“Hiç inanasım gelmiyor. Bana nasıl uyuduğunu göstermeden inanmam sana. Lütfen nasıl uyuduğunu bana gösterebilir misin?” demiş.

Keklik nasıl uyuduğunu göstermek için gözlerini kapatınca tilki hemen yerinden fırlayarak kekliği yakalamış. Keklik, tilki tarafından aldatıldığını anlayınca kendi kendine:

“Sana inanmakla çok büyük bir aptallık ettim,” demiş. Sonra Tilkiye:

Tilki kardeş, sen kolaylıkla avını yakalayan çok iyi bir avcısın, acaba bu yeteneğinden dolayı sen hiç Allah’a şükretmez misin?” diye sormuş.

Bunun üzerine tilki:

“Ederim, elbette. Beni nankör mü sandın?” diye karşılık vermiş.

Keklik:

“Farz edelim ki, beni yedin. Bir şükret bakalım nasıl ediyorsun?” Tilki şükretmek için ağzını açınca keklik bir çırpıda tilkinin ağzından kurtuluvermiş ve bir kayanın üzerine konmuş. Tilki keklik tarafından aldatıldığını anlayınca demiş ki:

“Keklik kardeş sen benim ağzımdan kurtuldun, helal olsun sana. Ama bu bana ders olsun.

Keklik de; “uykum gelmeden gözlerimi kapatmış olmam da bana ders olsun,” demiş.

Tilki ile Keklik masalı da burada bitmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.