Tilki ile Karga Masalı
Tilki ile Karga Masalı
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın birinde bir tilki ile karga yaşarmış. Güzel bir bahar sabahında uykusundan uyanan aç ve kurnaz Tilki, karnının çok acıktığını hissetmiş ve ‘Bugün acaba ne bulup ta yiyebilirim’ diye düşünmüş. Sonra da ‘Rızkım bir yerlerde beni bekliyordur’ diye düşünerek yuvasından çıkmış. Ağaçlar arasında sinsi sinsi yiyecek bir şeyler aramaya koyulmuş. Az sonra bir karganın sevinçli sesini duymuş. Yiyecek bir şeyler bulmak ümidiyle sesin geldiği yöne doğru gitmiş. Sesin geldiği yere gittiğinde ise bir karganın ağaç dalında ağzında peynirle durduğunu görmüş.
Tilki peyniri görünce ağzı sulanmış. ‘Peyniri kargadan nasıl alabilirim?’ diye düşünmeye başlamış.
Ve hemen sonra kargaya:
-‘Ooo ! Merhaba sevgili karga kardeş o güzel sesin sahibi demek senmişsin. Hem tüylerinde güneşte ne güzel parlıyor, keşke Allah beni, bir tilki değil de senin gibi güzel bir karga olarak yaratsaydı’ diye iltifat etmiş.
Karga, bu iltifatları duyunca göğsü kabarmış, böbürlenmiş. Tilki arkasından devam etmiş.
-‘Keşke o güzel sesinden bir şarkı söylesen de beni mutlu etsen,’ demiş.
Karga bu iltifatlara dayanamayıp :
-‘Gak, Gak, Gak,’ diye ötmeye başlamış ki ağzındaki peynir yere düşmüş.
Tilki bir çırpıda düşen peyniri kapıp yemiş, sonra kargaya dönmüş ve:
-‘Sen sen ol, her güzel söze kanma,’ demiş.
Karga da bir daha güzel sözlere kanmamaya ant içmiş.
Tilki ile Karga Masalı da burada bitmiş.