Sultan Mahmut ile Siyah Eşekli Adam
Sultan Mahmut ile Siyah Eşekli Adam
Sultan Mahmut bir gün, askerleriyle ava çıkmış. Biraz dolaştıktan sonra askerlerinin yanından uzaklaşıp tek başına çölde ceylan izi aramaya başlamış. Ama ceylan izi yerine eşek izi görüp, “bu eşeğin bu çölde ne işi var” diye düşünüp, izi takip etmeye başlamış. Az ötede siyah elbiseli bir adamı, siyah bir eşek üzerinde yolda giderken görmüş. Sultan Mahmut, adamın peşinden hızla gidip ona yetişmiş. Adama selam vermiş ve:
-“Nereye gidiyorsun” demiş.
-“Sultan Mahmut’un yanına gidiyorum. Ondan bin akçe isteyeceğim,” diye cevap vermiş.
-“Eğer vermezse ne yapacaksın?”
-“Beş bin akçe isterim.”
-“Ya vermezse!”
-“Bin akçe isterim.”
-“Ya yine vermezse!”
-“Yüz akçe isterim”. Bunun üzerine Sultan Mahmut:
-“Eğer onu da vermezse ne yapacaksın” diye sormuş. Siyah eşekli adam:
-“Eğer onu da vermezse eşeğimin dört ayağı…. der ve giderim” demiş.
Sonra Sultan Mahmut, askerlerinin yanına varıp saraya gitmiş ve tahta geçip oturmuş. Biraz sonra siyah eşekli adam, Sultan Mahmut’un huzuruna gelip ona dualar etmiş. Ardından da Sultan Mahmut’tan onbin akçe istemiş. Bunun üzerine Sultan Mahmut:
-“Allah versin” demiş.
Siyah eşekli adam, bu kez beş bin akçe istemiş. Sultan Mahmut yine “Allah versin” demiş. Siyah eşekli adam, bu kez bin akçe istemiş. Sultan Mahmut tekrar “Allah versin” demiş. Siyah eşekli adam bu kez yüz akçe istemiş. Sultan Mahmut yine “Allah versin” demiş. Bunun üzerine siyah eşekli adam, Sultan Mahmut’a:
-“Verirsen boş, vermezsen siyah eşek kapıda bağlıdır” demiş.
Bu sözleri duyan Sultan Mahmut, o anda siyah eşekli adamın ne demek istediğini anlamış. Kara eşekli adamın bu sözleri söylediği sırada Sultan Mahmut’un meclisinde ünlü Acem şairi Firdevsi bulunmaktaymış ve adamın “siyah eşek kapıda bağlıdır” sözünü atasözlerinin arasına yazmış. O zamandan beri siyah eşekli adamın Sultan Mahmut’a söylediği bu söz atasözü olarak kalmış. Sonra Firdevsi bu sözle ilgili hikayeyi Sultan Mahmut’a anlatmaya başlamış.
-“Çok eski zamanlarda Hindistan’dan Bağdat’a bir tüccar gelmiş. Hindistanlı tüccar, Hindistan’dan getirdiği malları Bağdat’ta satıp yerine Bağdat’ta bulunan mallardan almak istemiş. Meğer Bağdat’ın pazarında bir derviş varmış. Bu derviş, sakalının birkaç kılını koparıp bir kağıdın içine koyarak katlamış. Sonra da kağıdı tüccarın önüne koyup:
-“Bizim mallarımızdan al” demiş.
Tüccar, dervişin önündeki kağıdı açıp bakmış. Sakal kıllarını görünce dervişe:
-“Ben bu kılları ne yapacağım?” demiş.
-“Yüz akçeye al”
-“İstemem”
-“Peki, o zaman on akçeye al”
-“Bana lazım değil”
-“Beş akçeye al”
-“Bu kıllar benim işime yaramaz,” bunun üzerine derviş.
-“Ey tüccar! Bir sakal beş akçe etmiyorsa yüzündeki sakalı taşıyıp da ne yapacaksın” demiş.
Tüccar, Dervişin bu nükteli, güzel sözünü çok beğenmiş ve dervişe yüz akçe vermiş. Firdevsi’den bu hikayeyi dinleyen Sultan Mahmut, siyah eşekli adama istediği on bin akçeyi vermiş. Ardından siyah eşekli adam mutlu bir şekilde evine dönmüş.
Kaynak: Kırk Vezir Hikayeleri, Sultan Mahmut ile Siyah Eşekli Adam hikayesi.