Siyonist Yahudiler ve İnsan Kanı Ritüelleri
Siyonist Yahudiler ve İnsan Kanı Ritüelleri
Yahudilerin tarih boyunca sürgün ve katliamlara maruz kalma sebebini, onların sapkın düşünceleri arasında aramak gerek. Sapkın görüşlerinden biri de Pesah bayramında yaptıkları mayasız ekmekleri insan kanı ile yoğurmalarıdır. Bu ekmekten yiyenlerin ahirette daha üstün makamlar elde edeceğine inanılır.
Yahudilerin Kutsal Hamursuz (Pesah) Bayramı
Pesah veya Hamursuz Bayramı, bir Yahudi bayramıdır. Mısır’da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göç hikâyesini anmak için kutlanır. Nisan ayının 14-15’ine tekabül eden, aynı zamanda hasat mevsimine denk gelen Hamursuz Bayramı işgal ettikleri topraklar dışında 8 gün kutlanırken İsrail’de yaşayan Yahudilerce 7 gün olarak kutlanır. Bu bayramın ana teması İsrailoğullarının Mısır’daki Firavun köleliğinden kurtulup vadedilmiş topraklara göç etmesinin sevincidir.
Yahudilerin, Hamursuz Bayramı (Nisan’ın 14-15’i) nda gayri Yahudilerin (goyim) küçük çocuklarını iğneli fıçılarda kanlarını biriktirilerek öldürdüklerine inanılmaktadır ki bu inanışın kaynağı olarak aşağıda kimi örnekler verilmiştir. İğneli fıçıdan elde ettikleri bu kanı hamur içine maya olarak kattıklarına inanılmaktadır.
İsrailoğulları Mısır’dan kaçış sırasında ekmeklerini mayalamaya fırsat bulamadıkları için bu bayram buyunca mayalı ekmek yemek haramdır. Yine bu hastalıklı inanca göre ölüm meleği, o günlerde Mısırlıların yeni doğan çocuklarının hayatlarına son verirken İbrani çocuklarını korudu. Bundan dolayı Nisan’ın 13’ünde Yahudi ailelerin ilk erkek çocuğu olan herkes oruç tutar. Bu bayramın adetlerinden biri olan ‘seder masası‘ etrafında toplanıp yemek yiyen Yahudi aileye, ailenin büyüğü Musa’nın (as) İsrailoğullarını Mısır’dan kaçırması hikâyesini anlatır.
Siyonist Yahudilerin İĞNELİ FIÇI İNANÇ VE UYGULAMASI
Bu inanç sistemine göre hamursuz bayramı boyunca yenilecek olan mayasız ekmeklere maya yerine katılmak üzere gayri Yahudi çocukların kanı, çeşitli yöntemlerle alınır ve ekmek yapımı sırasında maya olarak kullanmak üzere biriktirilir. İğneli Fıçı da, Yahudilerin, kaçırdıkları Yahudi olmayan çocukların kanlarını almak için kullandıkları bu yöntemlerden biridir. Kaçırılan çocuk içi iğnelerle kaplı olarak tasarlanmış özel fıçıya atılır. Çocuğu fıçının içine canlı canlı kapatan hahamlar, ardından fıçıyı dakikalarca yuvarlarlar. Daha sonra fıçının dibinde bulunan musluk açılır ve toplanan taze çocuk kanı ayinlerde kullanılmak ya da Mayasız Bayramında yenilen mayasız ekmeklere karıştırılmak üzere alınır. Şöyle ki sosyal medyada dolaşıma sokulan bir videoda haham, kasede bulunan kan ile ritüel yapmaktadır.
Kimi tarihi kaynaklara göre, Pessah bayramlarında, Avrupa’da her yıl onlarca küçük çocuk kaybolmuştur.
Bu iğrenç olayları ifşa etme konusunda en iyi kaynaklardan biri, 1803’te Moldavya’lı rahip Neophite’in yazdığı kitaptır. Bir hahamın oğlu olan Neophite, Yahudilikten çıktıktan sonra Hristiyanlığı kabul edip rahip olmuştur. Babasının inancındaki bütün kanla ilgili ayinleri ifşa etmiştir. Bazı Yahudi tarikatlarının, insan kanı kullandıklarında Yehova katında daha “üstün” olduklarına inandıklarını anlatmıştır.
İşte Yahudilerin bulundukları ülkelerden sürülmelerinin nedenlerinden birisi de bu sapık adettir. Özellikle İspanya’da, kan içme olayları defalarca gündeme gelmiş, bu olaylar halk arasında büyük huzursuzluk meydana getirmiştir. Sayısız çocuk kaybolmuş, cesetlerin bir kısmı tamamen kanı çekilmiş bir durumda bulunmuştur. Osmanlı İmparatorluğuna geldikten sonra da, Yahudilerin bazı kolları, bu sapık adetlerine devam etmişlerdir.
Osmanlı kayıtlarında bu konuda yaşanmış pek çok olay vardır. Bunların en önemlileri 1715’te Amasya’da, 1840’ta Şam’da ve Rodos’ta, 1633-1843 ve 1866’da İstanbul’da, 1863-1868 ve 1870’te İzmir’de kayda geçen olaylardır. Bu olaylarda pek çok Yahudi suçlu bulunmuş ve idam edilmiştir. Yahudi tarihçi-yazar Avram Galante, “Histoire Des Juifs de Turquie” isimli kitabında bu konuda gelişmiş olan olayları uzun bir şekilde anlatmaktadır.
İstanbul Kadılığı 1715’te (11 Şevval 1128) olan kan içme olayında, Ahmet isminde bir Türk çocuğunu kaçırıp kanını içen Menahim, Sabetay ve Avram isimli üç Yahudiyi idam cezasına çarptırmıştır.
Sadist hahamların uydurduğu bu akıl almaz vahşet, tarih boyunca sayısız masum insanın acımasızca öldürülmesine yol açmıştır.
Yahudiler Tevrat’ta emredilen bütün vahşet türlerini İsrail devleti kurulduktan sonra çok rahat uygulama fırsatı buldular. İşgal ettiği topraklardaki savunmasız halk İsrail’in sapık ibadetlerinin kurbanı oldu. Haber alınamayan binlerce kayıp Filistin’li çocuktan birkaçının cesetleri kanları çekilmiş olarak bulunmuştur. Bugün İsrail hapishanelerine konulan, yüzlercesi kadın ve çocuk olmak üzere on bini aşkın Filistin’linin akibeti bilinmemektedir.
İğneli Fıçı Cinayetleri
Cevat Rıfat Atilhan’ın İğneli Fıçı adlı kitabında sayfalarına kadar kaynaklarıyla belirttiği sayısız İğneli Fıçı Vakasından, iki örnek vereceğiz:
İngiltere Kralı III. Henry’nin zabıt dosyalarında kayıtlı olan bu vaka Lincoln’da 1255 yılında Hugh adlı erkek bir çocuğun Yahudilerce kaçırılıp işkence edildikten sonra İğneli Fıçıya atılması ve kanının alınması sonrası en son çarmıha gerilip öldürülmesi vakasıdır. (İsa’ya (as) nefretin belirtisi olarak Yahudi vahşetlerinde sıkça uygulanan bir ritüeldir. Uzun araştırmalar sonunda çocuğun cesedi Joppin adlı bir Yahudi’nin bahçesinde bulunur ve yapılan mahkeme neticesinde olaya karışan 18 Yahudi idam edilir.
Fransa’nın Metz kentinin bir köyünde 1670 yılında yaşanmış olay. Bu cinayeti Yahudiler bile inkâr edememiştir bugüne kadar. Bu korkunç vakada, kuyudan su almaya giden Fransız bir kadının erkek çocuğu yolda kaçırılır. Çocuğun başında ‘kırmızı bir başlık’ bulunduğundan dolayı civardaki tarlalarda çalışan köylülerden bazıları altı tane Yahudi’nin bir çocuğu kaçırdıklarına tanık olurlar. Tahkikat sonucu Rafael Levi adında bir Yahudi’nin bu işi yaptığı ortaya çıkar. Önce çocuğun izine hiçbir yerde rastlanmaz.
Artan tepkilerden korkmaya başlayan Yahudi cemaati çocuğun belki de ‘ormandaki kurtlar tarafından’ parçalanmış olabileceğini öne sürerler. Bunun üzerine ormanda araştırmalar başlar ve bu masum çocuğun başı, boynu, kaburga kemikleri ve kırmızı başlığı ormanda bulunur. Çocuğun babası da yapılan teşhiste bu kalıntıların oğluna ait olduğunu doğrular. Çok ilginçtir ki, çocuğun elbiselerinde hiçbir yırtığa rastlanmaz (tıpkı Yusuf’a (as) kurdukları komploda olduğu gibi) Sonrasında bazı tanıkların çocuğu Rafael Levi ile gördüklerini beyan etmeleri neticesinde yapılan incelemede çocuğun kemiklerinden bazıları bu vampir Yahudinin evinde bulunur. Rafael Levi buna rağmen her şeyi inkâr eder. Ancak evinin mahzenindeki bir testinin içinde insan kanı meydana çıkınca itiraf eder ve Meltz Parlamentosu tarafından idama mahkûm edilip yakılmak suretiyle de cezası infaz edilir.
Siyonist Yahudilerin Kan İçme İnançları
Bu sapık adet asırlardır bir kısım fanatik Siyonistler tarafından uygulanmaktadır. Bazı bağnaz Yahudi kolları, Tevrat’ın insan kanı içme ve insan boğazlama konusundaki emirleri doğrultusunda, sayısız insanın kanlarını almak için öldürmüşlerdir:
“Onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için Onları hazırla.” (Tevrat, Yeremya Bölümü, 12/3)
“Et yeyin ve kan için yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanını içeceksiniz… sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz.” (Tevrat, Hezekiel Bölümü, 39/18-19)
Kimi Yahudi mezheplerin iğrenç inanç ve uygulamalarını saymakla bitmez. Siyonist İsrail teröristlerinin mazlum Filistinli bebek, çocuk, kadın ve yaşlıları nasıl katlettiğini, bu katledişlerden nasıl zevk aldıkları tüm dünya halkları tarafından görüldü ve lanetlendi. Epstein Adası Olayında da yaşanmış olaylar vicdan sahibi insanları derinden sarsmıştır. Havraların altlarındaki tünellerde sıçanların neler yapmış olabileceklerini, bebek pusetleri ve kanlı yataklar yukarıdaki yazılanlar ışığında açıkça göstermektedir.