Saksağan ile Küçük Kız
Saksağan ile Küçük Kız
Bir zamanlar, renkli tüyleri ve kibirli duruşuyla ormanda herkesin dikkatini çeken bir saksağan varmış. Siyah-beyaz kanatlarıyla dallar arasında uçarken, diğer kuşlar ona hayranlıkla bakarlarmış. Saksağan, bu ilgiyi çok sever, kendini diğerlerinden üstün görürmüş.
Bir gün, ormanın kenarındaki köyden küçük bir kız, elinde bir parça ekmekle ormanda gezintiye çıkmış. Saksağan, kızın elindeki ekmeği görünce hemen yanına konmuş:
“Bu ekmek benim olmalı! Çünkü ben bu ormanın en güzel, en zarif kuşuyum!” diye ötüp durmuş.
Küçük kız gülümsemiş:
“Ama bu ekmeği sana vermek için bir sebep yok. Eğer istiyorsan, bana güzel bir şarkı söyleyebilirsin.”
Saksağan şaşırmış. Hiç kimse ondan şarkı söylemesini istememişti! O, sadece görünüşüyle övünürdü. Beceriksizce birkaç ses çıkarmış, ama şarkı yerine tuhaf gürültüler duyulmuş. Küçük kız gülmüş:
“Demek sadece güzel görünmek yetmiyormuş.”
Saksağan ilk defa utancı hissetmiş. O günden sonra, diğer kuşlardan şarkı söylemeyi öğrenmeye başlamış. Zamanla sesi güzelleşmiş, hem görüntüsü hem de müziğiyle herkesi büyülemiş.
Ders: Dış güzellik tek başına yetmez; içimizdeki yetenekleri geliştirmek, bizi gerçekten özel kılar.
“Boş başak dik durur, dolu başak eğilir.”
Saksağan ile Küçük Kız masalı burada bitmiş.