Kırlangıç ve Sonbahar Masalı
Kırlangıç ve Sonbahar Masalı
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil vadilerin ve berrak nehirlerin olduğu bir köy varmış. Bu köyde, ilkbaharla birlikte gelen ve sonbaharda göç eden kırlangıçlar yaşarmış. Köy halkı, her yıl onların gelişini mutlulukla karşılar, göç ettiklerinde ise hüzünlenirmiş.
Bu kırlangıçlardan biri, adı Mavi olan küçük, meraklı ve cesur bir kuşmuş. Diğer kırlangıçlar gibi göç etmeyi sabırsızlıkla beklerken bir gün nehrin kenarında yaşlı bir kaplumbağayla karşılaşmış. Kaplumbağa ona gülümseyerek, “Her yıl gelip gidiyorsunuz ama sonbaharın ne kadar güzel olduğunu hiç görmüyorsunuz,” demiş.
Mavi, kaplumbağanın sözleri üzerine düşünmüş. Hep ilkbaharda gelip yazı burada geçiriyordu ama sonbaharı hiç tanımıyordu. “Bu kez göç etmeyeceğim ve sonbaharı izleyeceğim!” diye karar vermiş.
Böylece Mavi, diğer kırlangıçlar uzaklara uçarken köyde kalmış. Günler geçtikçe yaprakların yeşilden sarıya, turuncuya dönüştüğünü, rüzgarın biraz daha serin estiğini fark etmiş. Elma ağaçları meyve vermiş, insanlar kış için odun toplamaya başlamış. Gökyüzü bazen griye dönse de köy hala güzelliklerle doluymuş.
Ama zamanla hava iyice soğumuş, yiyecek bulmak zorlaşmış. Yalnızlık Mavi’yi üşütmeye başlamıştı. Sonra kaplumbağa ona yaklaşarak, “Gördün mü? Sonbahar güzeldir ama her şeyin bir zamanı vardır. Şimdi senin de gitme vaktin geldi,” demiş.
Mavi bu kez göç eden kuşları daha iyi anlamış. Uçmaya karar vermiş ve kaplumbağaya teşekkür ederek sıcak diyarlara doğru yola çıkmış. Ve o günden sonra, her ilkbaharda köye geri dönmüş ama sonbaharın kıymetini hep bilmiş.
Göklerde süzülen her kırlangıcın bir hikayesi varmış… ve Mavi’nin hikayesi de böyleymiş.
SON. Kırlangıç ve Sonbahar Masalı…