Kırk Başlı Yılan Masalı

Kırk Başlı Yılan Masalı

Bir varmış, bir yokmuş, periler ile cinler insanlarla arkadaş iken, büyük bir ormanda iki yılan yaşarmış. O yılanlardan birinin kırk başı ile bir kuyruğu, diğerinin ise kırk kuyruğu ile bir başı varmış.

Günlerden bir gün ormanda yangın çıkmış.  Yılanları da yanma korkusu sarmış. Bir başlı ve kırk kuyruklu olan yılan yangından kaçmaya başlamış.  Kaçarken de kırk başlı ve bir kuyruklu yılana rastlamış.

Yangından kaçmakta olan yılan diğerine:

“Hey neden böyle umursamaz duruyorsun? Yürü, kaçıp canımızı kurtaralım. Yoksa yanıp ölürüz.” demiş.

O zaman kırk başlı yılan:

“Bana kalsa çoktan kaçacağım, fakat şu aptal kafalarımın anlaştığı yok. Onların bir kısmı batıya, diğer bir kısmı doğuya, bir kısmı güneye, kalanları da kuzeye kaçalım diyerek her biri bir tarafa çekiyor. Yedi sekiz tanesi ise hiçbir yere kaçmayalım. Yangındır, yanar geçer, diyor.” diye sızlanmaya başlamış.

Bu sözleri işiten bir başlı ve kırk kuyruklu yılan:

“Eğer öyleyse ben gidiyorum.” demiş ve yangından kaçıp kurtulmuş. Fakat kırk başlı ve bir kuyruklu yılan ise kafaları arasında bir anlaşmaya varamadığı için yanıp kül olmuş.

Bu yılanın ölmesini haber alan insanlarda şöyle bir atasözü türetmişler:

“Mollası çok olanın kuzusu harama çıkar.”

Kırk başlı yılan masalı burada bitmiş. Bir karar alınacaksa kararın tereddüt içermemesi gerekir. Ne demiş atalarımız; “En kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.