Katır ile Devenin ibretlik Sohbeti Hikayesi
Katır ile Devenin ibretlik Sohbeti Hikayesi
Bir zamanlar bir kervan da yol alan burnu havada, kendini beğenmiş bir katır varmış. Bu katır, yolda yürürken önüne bakmayı önemsemez bu nedenle de sürekli ayağı bir yerlere takılıp tökezlermiş. Bu katır her tökezlediğinde ya ayağını incitiyor ya bir yerlerine dikenler batıyormuş. Yolda yürümek ona inanılmaz acı vermeye başlamıştı. Yanında yürüyen deve ise ne tökezliyor ne halinden şikayet ediyormuş.
“Bu benim kaderim mi” “Hem neden benim kaderim,” diye düşünmeye başlamış. Bu durumuna bir anlama veremeyen katır, beraber yürüdükleri deveye veryansın etmiş.
“Yahu arkadaş! Ben günde beş on kere tökezleyip düştüğüm hâlde sen bir kere bile düşmüyorsun. Bundaki hikmet nedir? Benim her yerim yara bere içinde iken senin keyfine diyecek yok! Bunun nedeni nedir? Söyle de biz de bu dertten kurtulalım,” demiş.
Deve, yol arkadaşının bu sitemkar sözlerine:
“Benim boyum uzundur. Bundan dolayı da önümü çok rahat görürüm. Ben, bir dağ başından aşağılara bakarak dağın eteğindeki düzlükleri, çukurları, tümsekleri görebiliyorum. Bu yüzden ayağım ne taşa değer ne de çukura düşer,” diye cevap vermiş.
Katır, bunları duyunca çok üzülmüş. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamış. Boynunu büküp:
“Doğru söyledin deve kardeş, boyum kısa diye mi hep tökezliyorum,” demiş.
Katırın çok üzüldüğünü ve sitem ettiğini gören deve:
“Mademki doğruyu kabul ettin, o hâlde Yüce Rabbim seni bu belalardan kurtaracaktır. Eminim ki bir daha ne ayağın tökezleyecek ne de çukura düşersin. Böylece ayağını sağlam basacak ve acı çekmeyeceksin,” demiş.
Katır, kendini beğenmesinin kötü bir düşünce olduğunu görmüş, Allah’ın kendisine vermiş olduğu nimetleri ( yani gözlerinin görüyor olması, ayaklarının olması, güçlü olması, nefes alıp vermesi …) hatırlayıp şükürler etmiş ve bir daha kendini beğenmeyeceğine dair kendi kendine söz vermiş.
Katır ile Devenin ibretlik sohbeti de burada bitmiş.
Kaynak: Mevlana, Mesnevi.