Karun Kıssası
Karun Kıssası
Karun, Hazreti Musa’nın milletindendi. Allah ona pek çok mallar vermiş ve onu zengin kılmıştı. O kadar zengin kılmıştı ki namı tüm dünyaya yayılmıştı.
Fakat ne yazık ki Karun bu servetle kavmi içinde övünmeye, kibirlenmeye ve azmaya başlamış, Allah’tan korkmayan zalim bir adam olmuştu.
Kavminden bazı dürüst ve akıllı insanlar ona:
-“Dünyaya böyle aldanma, Allah katında sana fayda verecek iyi işler yap” dediler. Bu öğütlere kulak asmayıp:
-“Malımdan istediğim gibi yararlanmamayı mı istiyorsunuz siz?” dedi.
Onlar:
-“Malından yararlan, dünyadan nasibini al. Fakat sana bütün bu malları veren Allah’ı da unutma. Bu mallar yalnız senin yararlanman için verilmemiştir. Onlarda yoksulların hakkı da vardır. Malından hayır yap. Yoksullara ve hastalara yardım et. Böyle yaparsan iyi, merhametli ve alçak gönüllü bir adam olursun” dediler.
Karun:
-“Ben bu malı kendi aklım ve bilgimle topladım. Hiç kimsenin beni hesaba çekmeye ve benden bir şey istemeye hakkı yoktur!” diye haykırdı.
Öğüt veren temiz insanlar çekip gittiler.
Bir gün Karun, altın sırmalı ve cevahir ile süslü en güzel elbisesini giydi ve büyük atların çektiği şahane arabasına binip, gösteriş olsun diye halkın arasında ilerlemeye başladı.
Dünya da Karun gibi yaşamak isteyen insanlar:
Keşke Karun’a verilen bize de verilseydi. Doğrusu o büyük bir servet ve varlık sahibidir, diyorlardı. Karun’un zenginliği ile beraber, zalim ve mağrur bir adam olduğunu unutuyorlardı.
Allah’a inanan müminler ise:
-“Böyle düşünenlere yazıklar olsun. Allah’ın mükafatı, inanıp yararlı işler yapanlar için daha iyidir. Karun gibi olmayı temenni etmeyiz. Fakat Allah‘ın size fazlından vermesini isteyiniz. İyi ve güzel işler yapıp mallarınızla insanlara faydalı olunuz. Karun’un yaptığı gibi o malları saklamayınız” dediler.
Ve Karun, Sarayıyla Birlikte Yere Gömülüyor…
İnsanlar bir sabah kalktıklarında Karun’un sarayının ve sarayda bulunan her şeyin, eşyaların, altından kap kacakların ve mücevherlerin bütün hazinelerin Karun’la beraber yere battığını, her şeyin böylece Allah tarafından mahvedildiğini gördüler.
O zaman, keşke Karun gibi olsaydık diyen insanlar:
-“Biz Karun gibi olmayı istemiştik. Fakat nerede şimdi o? Görüyoruz ki Yüce Allah onu, sarayını, mallarını ve mücevherlerini yerin dibine geçirmiştir. Ona benzemediğimiz için Allah’a hamd ve sena olsun. Muhakkak ki Allah büyüklenenleri sevmez” dediler.
Kaynak: Seyyid Kutub, Dini Hikayeler, Karun Kıssası,