Kaplumbağa Pire ve Tilki Masalı
Kaplumbağa Pire ve Tilki Masalı
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzak bir ormanda kurnaz bir tilki varmış. Bir gün tilki, kaplumbağa ve pire ile arkadaş olmuş ve ortaklaşa tarlaya buğday ekmeye karar vermişler. Ektikleri buğday gelişmiş serpilmiş ve biçilme zamanı gelince de tilki, tarlanın kenarındaki yaşlı meşe ağacının devrileceğini söyleyerek:
“Sizin ağacı tutmaya gücünüz yetmez, bu zor görevi ben üstlenirim, siz de buğdayı biçiverin,” demiş ve ağacı tutuyorum bahanesiyle sırtını ağacın gövdesine yaslamış. Kaplumbağa ve pire ise buğdayı biçmişler, harman etmişler.
Ama ürünü nasıl paylaşacaklarına bir türlü karar verememişler. Tilki ağaç gölgesinden bir hışımla koşarak gelmiş ve hemen söze karışarak:
“Yarın sabah bir yarış yapalım. Buradan karşıya kadar koşalım. Kim oraya daha erken varırsa, buğdayın tamamı onun olsun,” demiş.
“Tamam” deyip oradan ayrılmışlar. Kaplumbağa, hemen kardeşinin yanına giderek:
“Benim yerime sen yarışa gireceksin. Ben de akşamdan gidip buğdayların olduğu yere saklanacağım. Diğerleri koşarak gelince de buğdayların arasından çıkıp yarışı ben kazandım diyeceğim” demiş ve gece yarısı buğdayların yanına gidip saklanmış.
Ertesi gün, tilki, pire ve kaplumbağanın kardeşi yarışacakları yerde toplanmışlar. Yarış başlamış ve tilki ilk önce öne atılmış. Tilki ise tilkinin kuyruğuna tutunmuş. Önceden belirlenen yere geldiklerinde, akşamdan gelen kaplumbağa ortaya çıkmış ve:
“Yaşasın! Yarışmayı ben kazandım. Buğdayların hepsi benim oldu,” demiş.
O sırada, nasıl kaybettiğine anlam veremeyen kurnaz tilki, olduğu yere çöküvermiş.
“Aman tilki kardeş, ne yapıyorsun? Çabuk kalk üzerimden,” diye bir ses gelmiş.
Tilki bir şok daha yaşamış ve:
“Bre, sen ne zaman geldin?” diye sormuş.
Pire:
“Senden hemen önce,” diye cevap vermiş. Böylece, buğdayı kaplumbağa ile pire bölüşmüşler. Kurnaz Tilki ise ensesini kaşıyıp oradan uzaklaşmış.
Kaplumbağa Pire ve Tilki Masalı da burada bitmiş.
