Kadı ile Üç Şehzade Hikayesi
Kadı ile Üç Şehzade Hikayesi
Bir zamanlar, bir padişahın üç oğlu varmış. Bir gün o padişahın ölüm vakti yaklaşmış. Ölüm vaktinin yaklaştığını anlayan padişah, oğullarını tek başına kaldığı odasına çağırıp:
-“Sarayın filan yerinde filan köşede küçük, yuvarlak bir kutunun içine mücevher sakladım. Ben ölünce o kutuyu alın” demiş.
Sonra padişah, hastalanıp üç gün yatmış ve dördüncü gün canını Allah’a teslim etmiş. Oğlunun birisi, iki kardeşinden habersiz kutuyu çıkartıp içindeki mücevherleri almış. Bir gün üç kardeş, aralarında anlaşıp, o kutuyu çıkartıp içindeki mücevheri almak istemişler. Fakat kutuyu yerinde bulamamışlar. Bundan dolayı üç kardeşin araları açılmış. Sonunda kadının yani hakimin yanına varmışlar. Üçkardeş, olup biteni kadıya anlatmışlar. Kadı, aralarında ki meseleyi öğrenince üç kardeşe:
-“Bir hikaye var, ilk önce onu anlatayım, ondan sonra sizin meselenizi hallederim,” demiş. Üçkardeş, kadıya:
-“O hikaye nedir” deyip kadıyı dinlemeye başlamışlar.
Kadı:
-“Geçmiş zamanda bir delikanlı ile bir kız birbirlerini seviyorlarmış. Fakat kız başka bir delikanlı ile nişanlanmış. Kızı seven delikanlı, ah çekip kıza “O gece sen gerdeğe girersen ben buna nasıl dayanırım” demiş. Sevdiği delikanlıdan bu sözleri duyan kız, delikanlıya:
-“O gece ben, seninle buluşmadan gerdeğe girmem” diye yemin etmiş.
Aradan zaman geçmiş ve gerdek gecesi gelip çatmış. Kız ile damat odada baş başa kalmış. Kız, sevdiği delikanlıya ettiği yemini damada söylemiş ve sevdiği delikanlının yanına gitmek için damattan izin istemiş. Damat da izin vermiş. Kız gizli saklı çıkmış ve giderken bir hırsıza rastlamış. Hırsız, bakmış ki boynuyla kulağı altın dolu, eşi benzeri olmayan, güzel bir kız. Hırsız, aç kurt gibi kızı yakalayıp “Kimsin?” diye sormuş. Kız, içinde bulunduğu durumu olduğu gibi anlatmış. Hırsız, kızın durumunu öğrenince ona iyi davranıp sevdiği delikanlının yanına götürmüş ve kıza:
-“Sen içeriden çıkıncaya kadar ben kapıda beklerim,” demiş.
Sonra kız, içeriye girmiş ve sevdiği delikanlıya “İşte sözümü tuttum” demiş. Bunun üzerine delikanlı kıza “Damat bu kadar mert davranıp seni bana gönderdi. Ben mert değil miyim ki seninle olayım. Şimdi kocanın yanına git,” demiş. Kız, kalkıp dışarı çıkmış. Hırsız, kızı yanına alıp damadın yanına götürmüş. Ey şehzadeler! Şimdi damat, hırsız ve kızın sevdiği delikanlı, bu üçünden hangisinin mertliği daha fazladır,” demiş.
Kadıdan bu sözleri duyan üç şehzadeden birisi:
-“Kızın sevdiği delikanlının mertliği daha fazladır” demiş.
Bir diğeri:
-“Kocasının mertliği daha fazladır” demiş.
Üçüncüsü ise:
-“Hırsızın mertliği daha fazladır” demiş.
O anda kadı:
-“O mücevher kutusunu sen çaldın, çıkarıp ver. Çünkü dost dostuna ve doğru doğruya yardım eder. Sen ise hırsızı mert buldun,” demiş.
Kutuyu çalan şehzade de çaresiz kalıp önce kardeşlerinden özür dilemiş sonra o mücevheri çıkarıp vermiş.
Kaynak: Kırk Vezir Hikayeleri, Kadı ile Üç Şehzade Hikayesi.