İslam’da Muta Nikahı Var Mı?
İslam’da Muta Nikahı Var Mı?
Daha çok ülkemizdeki gençlerimiz arasında yaygın olan sorulardan bir tanesi de “İslam’da Muta nikahı var mıdır,” sorusudur. Bunun nedeni ise Sunni inancında haram olan bu uygulamanın, Şii inancında cevaz verilen bir uygulama olmasıdır.
Muta Nikahı Nedir?
Aralarında dinî açıdan evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının, erkeğin vereceği bir bedel karşılığında belirli bir süre karı-koca hayatı yaşamak üzere anlaşmalarına “muta nikâhı” denmektedir.
İslâm öncesi dönemde muta, zaman zaman başvurulan bir uygulama olarak mevcuttu. Hz. Peygamber de tedrîcîlik (belli bir sürece yayarak hukukî düzenleme yapma) ilkesi gereği ilk dönemlerde bu uygulamaya engel olmamıştı. Ancak aile ve toplumun dokusuna zarar verebilecek olan bu uygulama biçimi bilahare yasaklanmıştır (Tirmizî, Nikâh, 29 [1121-1122]).
İslam’da Muta Nikahı Var Mı?
İlk zamanlarda muta nikahına cevaz verilmiş, daha sonra neshedilmiş olduğundan, sahabeler arasında farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Hz. Peygamber (a.s.m)’in buna dair ruhsat verdiğini bilen, ama daha sonra neshedildiğinden haberi olamayan bazı sahabîler, bunun cevazına hükmetmişler. Ancak, neshedilip hükmünün ortadan kaldırıldığını öğrenen sahabiler ise bunun haram olduğu yönünde görüş beyan etmişlerdir.
Bazı sahabilerin daha sonra bu nikahın yasaklandığını öğrenince eski fikrinden vazgeçtiği bilinmektedir. Bunlardan biri de İbn Abbas olduğuna dair rivayetler vardır. İbnü Abbas, mut’a nikâhının uzun zaman nesh edilmediğini söylüyordu. Bilahare mensuh olduğunu kabul ederek ilân etti. Bir gün İbn al-Zubeyr ile İbn Abbas arasında mut’a nikâhı hususunda ihtilaf oldu. İbnü Zübeyr. İbn Abbas’a ta’rizen: “Ne oldu, bazı kimselerin gözü kör olduğu gibi basireti de kapandı. Resûlullah’ın mut’a nikâhına cevaz verdiğini söylüyorlar.” dedi. Bundan anlaşılıyor ki İbn Abbas neshden yani muta nikahının haram kılındığından habersizdi, nesh durumunu öğrenince görüşünden döndü. Nitekim Said bin Cübeyr’den şöyle rivayet edilmiştir:
“İbn Abbas bir gün bir hutbe okudu, dedi ki: Mut’a nikâhı leş, kan ve domuz eti gibidir.” (bk. el-Fıkh ala’l-Mezâhib al-arba’a VI. 90-93)
Mut’a nikahına iznin verildiği yerlerin hepsinde bir zorunluluk söz konusudur. Buharî ve Müslim’in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de bunu göstermektedir. Abdullah b. Mesud anlatıyor:
“Biz Resulüllah (a.s.m) ile birlikte -yanımızda kadınlar olmadığı halde- gazada bulunuyorduk. Hz. Peygamber (a.s.m)’e ‘Kendimizi hadım edelim mi?’ dedik, buna izin vermedi. Sonra bir elbise karşılığında belli bir süreye kadar kadınlarla evlenmemize müsaade etti. İbn Mesud daha sonra ‘Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı tertemiz şeyleri kendinize haram kılmayın.’ (Maide, 5/87) mealindeki ayeti okudu.” (Neylu’l-Evtar, 6/545).
Mut’a nikahının kıyamet gününe kadar neshedildiğine dair birçok rivayet vardır. Bunlardan biri şöyledir:
“Ey insanlar, ben size kadınlarla mut’a yapmanız konusunda izin vermiştim. Şüphesiz Allah, onu kıyamet gününe kadar haram kılmıştır. Kimin yanında (mut’a nikahı ile tuttuğu) kadın varsa, onu serbest bıraksın. Onlara verdiklerinizden hiçbir şey geri almayınız.” (Müslim, Nikâh, 19, 22, 24; İbn Mâce, Nikâh, 44; Dârimî, Nikâh, 16; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 406)
Bu neshin Mekke fethinde, Veda haccında yasaklandığına dair rivayetler de vardır. (bk. Neylu’l-Evtar, 6/546)
İbn Münzir’in belirttiği gibi, İlk zamanlarda -yukarıda açıkladığımız sebeplerden ötürü- mut’a nikahının caiz olduğunu gösteren alimler olmakla beraber, daha sonra bu nikahın haram olduğu hususunda -Şialar hariç- İslam alimleri arasında icma hasıl olmuştur.(Neylu’l-Evtar, 6/548). Mut’a nikahı konusunda geniş bilgi için bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, 9/166-174.
İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun kabul ettiği görüşe göre, önce izin verilen muta nikahı daha sonra neshedilip cevaz hükmü ortadan kaldırılmış ve kıyamete kadar kesin olarak haram kılınmıştır.
Peygamber efendimizin (asm) nesh ettiği bu uygulamanın günümüz toplumları içerisinde uygulanıyor olması insan vicdanının ve aklının kabul edebileceği bir durum değildir. Bu uygulamayı meşru ve zaruri görmek, insan iradesini hiçe saymaktır. Müslümanları uçkuruna düşkün, iradesi zayıf insanlar olarak görmek demektir.
Kaynak: Sorularla İslamiyet