iki Katır Masalı
iki Katır Masalı
İki Katır Masalı: Böbürlenmenin Kötü Sonu
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, buralardan çok uzak bir dağ köyünde iki katır yaşarmış. Bu katırlar geçimlerini sağlamak için hamallık yapıyorlarmış. Yani birilerinin yükünü taşıyorlarmış
Bir gün bu iki katır yine yüklerini yüklenip yola koyulmuşlar. Katırın birinde altın, diğer birinde buğday varmış. Yol boyunca altın taşıyan katır, değerli bir yük taşıdığı için sürekli böbürlenirmiş.
Yolda diğer katıra:
-‘Doğrusu yorulduğuna değmez. İki çuval buğday, kaç para eder ki? Etse etse iki altın eder. Ben ise bir şehre yetecek bir servet taşıyorum,’ demiş.
Buğday taşıyan katır, mecburen bu katırın söylediklerine katlanır ama içten içe de çok kızarmış.
Uzun bir yolculuktan sonra, büyük bir ormandan geçerken, bu iki katıra hırsızlar saldırmış. Buğday yüklü katıra karışmamışlar ama altın yüklü katırı bir güzel dövmüşler. Sonra yükünde ki altınları alıp, ormanda izlerini kaybettirmişler.
Hırsızlar gittikten sonra, buğday yüklü katır, ayakta duramayacak kadar halsiz olan diğer katıra alaycı bir gülmeyle:
-‘Bak kardeş! O kadar böbürlendiğin yükün yüzünden başına neler geldi. Elalemin parasının hamallığı ile büyüklenirsen, Allah’ta sana böyle bir ders verir. Allah büyüklenenleri, kendini beğenenleri sevmez.
Yediği dayak, katırın aklını başına getirmiş ve bir daha kendini beğenip böbürlenmiyeceğine dair Allah’a söz vermiş.
İki Katır Masalı da burada bitmiş.
Kaynak: La Fontaine Masalları