Güzel ile Çirkin Masalı
Güzel ile Çirkin Masalı
Aşkın gerçek gücü…
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarların birinde üç kızı ile beraber yaşayan zengin bir adam varmış. Bu adamın iki büyük kızı kıskanç ve çirkinmiş. En küçük kızı ise dünyalar güzeliymiş, o yüzden herkes ona Güzel diye seslenirmiş. Güzel her zaman rüyasında evleneceği yakışıklı bir prensi ve mutlu bir hayatı görüyormuş. Günlerden bir gün babası bütün malını kaybetmiş. Ticaret yaptığı gemileri fırtınada kaybolmuş. Yalnızca bir gemi limana ulaşabilmiş. Adam gemide kalan mallarını kurtarmak için limana gitmeye hazırlanıyormuş ki gitmeden kızlarına:
-“Kızlarım ben limana gidiyorum, gelirken size ne hediyeler getireyim” demiş. Büyük kızlar:
-“Altın ve mücevherler istiyoruz” demişler.
Güzel ise:
-“Yalnızca bir gül istiyorum” demiş. Adam yola çıkmış, limana varmış. Limana varınca gemide bulunan bütün malların yağmalandığını ve geriye hiçbir şey kalmadığını görmüş. Eli boş bir şekilde geri dönmek için yola çıkmış. Yolda gelirken, akşam fırtınaya yakalanmış. Yolunu kaybetmiş. Ormanın derinliklerinde ışığı yanan bir şato görmüş. Şatoya girince seslenmesine rağmen etrafta kimseleri görememiş. Yorgun olduğu için oracıkta uykuya dalmış. Sabah uyanınca, yanı başında yeni elbiseler ve güzel bir kahvaltı görmüş. Elbiseleri giyip kahvaltı yaptıktan sonra eve dönmek için dışarı çıkmış. Şatonun bahçesinde büyükçe bir gül bahçesinin içine girmiş, Güzelin söyledikleri aklına gelmiş. O an kendi kendine “Diğer kızlarımın dediklerini yerine getiremedim, bari Güzel’in istediği gülü götüreyim” demiş. Elini uzatıp bir gül koparmış. O anda büyük bir ses yankılanmış, çirkin bir adam kendisine öfkeyle bağırıyormuş:
-“Ben sana o kadar iyilik yaptım, sen ise benim bahçemde ki gülleri koparmaya çalışıyorsun. Bu yüzden öleceksin” demiş. Bu sözleri duyan adam, Çirkine:
-“Lütfen bana bir şans ver, bakmam gereken üç kızım var. Bu gülü kızım çok sevdiği için koparmak istedim” demiş. Çirkin, Adama:
-“O halde sana bir şans veriyorum, eğer bu çok sevdiğin kızlarından biri benimle yaşamak isterse seni affederim. Sana bir hafta süre veriyorum” demiş. Adam, şatodan çıktıktan sonra hemen evine dönmüş. Eve varınca başından geçenleri kızlarına anlatmış. Büyük kızları, babaları onlara hediyeler getirmediği için sitem ediyorlarmış, küçük kızı ise:
-“Sen üzülme babacım, ben seninle gelirim o zaman da ölmezsin” demiş. Adam ve Güzel diğer gün yola çıkmışlar. Çirkinin şatosuna varmışlar. Şato da yemekler kuruluymuş, yemek yiyip beklemişler. Çirkin gelmiş ve Güzel’e:
-“Buraya kendi isteğinle mi geldin?” demiş.
Güzel:
-“Evet” demiş.
Çirkin:
-“Yarın, baban uyanınca kendi evinde olacak, sen artık burda yaşamaya devam edeceksin” demiş. Sabah olunca adam kendini evinde bulmuş. Güzel uyanınca şatoyu dolaşmaya başlamış. Gel zaman git zaman aradan aylar geçmiş. Bu süre içerisinde Güzel ile Çirkin sürekli konuşuyorlarmış. Çirkin, Güzele her fırsatta evlenme teklifi ediyormuş ama Güzel her zaman “Hayır” diyormuş. Bir gün Güzel şatoda daha önce hiç görmediği bir oda görmüş. Oda da kendi ismi yazıyormuş, içeri girdiğinde tıpkı rüyasında gördüğü gibi bir odayla karşılaşmış. Bu odada “ne dilersen dile hemen olur” yazıyormuş. Güzel:
-“Babamı görmek istiyorum” demiş. O an babası aynaya yansımış, artık aile özlemini biraz olsun bastırmış. Akşamları, Çirkin sürekli Güzel ile muhabbet etmek için gelirmiş. Güzel, Çirkine alışmaya başlamış, hatta onun geç geldiği akşamlarda meraklanıyormuş. Güzel, bir gün babasının hastalandığını aynadan görmüş. Gidip Çirkine:
-“Babam hasta, gidip onu görmek istiyorum” demiş.
Çirkin:
-“Git ama bir hafta içerisinde geri dönmezsen ben ölürüm” demiş. Güzel:
-“Söz veriyorum, bir hafta sonra yanında olacağım” demiş. Çirkin:
-“Eğer dönmek istersen, parmağından bu yüzüğü çıkarıp başucunda ki sehpanın üzerine koy. Sabah kendini şato da bulacaksın” demiş. Güzel, vakit kaybetmeden babasının evine gitmiş, babası onu görünce çok sevinmiş. Her gün biraz daha iyi olmuş. Aradan birkaç gün geçince kız kardeşleri gelmiş ve ağlayarak Güzelin biraz daha kalmasını istemişler. Güzel kız kardeşlerini kıramamış ama bir yandan da aklı Çirkin de kalmış. Gece olunca Güzel rüyasında Çirkini bahçede hareketsiz yatarken görmüş. Hemen parmağındaki yüzüğü çıkarıp sehpanın üzerine bırakmış. Uyanınca kendini şatoda bulmuş, koşarak bahçeye gitmiş. Rüyasında gördüğü gibi Çirkin hareketsiz bir şekilde yerde yatıyormuş. Koşarak Çirkine sarılmış ve ona:
-“Çirkin, Seni çok seviyorum ve seninle evlenmek istiyorum” demiş.
Bir anda yerde yatan çirkin, yakışıklı bir prense dönüşmüş. Güzel, Prensi görünce onun rüyalarında gördüğü kişi olduğunu anlamış. Prens uyanınca Güzele yaşlı bir cadının kendisine büyü yaptığını o yüzden dolayı çirkin birine dönüştüğünü ve onun gerçek sevgisinin büyüyü bozduğunu söylemiş. Büyü bozulduğu için Güzel, babasını yanına almış, Güzel ile Çirkin kırk gün kırk gece süren bir düğünle evlenmişler ve mutlu mesut yaşamışlar.
Güzel ile Çirkin Masalı da burada bitmiş.