Eskici ile Prenses Masalı
Eskici ile Prenses Masalı
Çok güzel ve ilginç bir prenses masalı: Eskici ile Prenses Masalı;
Bir varmış bir yokmuş. Vaktin birinde bir eskici varmış. Bir gün eskicinin dükkanına bir derviş gelmiş. Eskici, dervişin ayakkabısının sökük olduğunu görünce, dervişe:
-“Ayakkabın sökülmüş, ver de söküğünü dikeyim” demiş. Bunun üzerine derviş eskiciye:
-“Bana bir iyilik yapacaksan gönlümdeki deliği dik” demiş. Eskici, dervişin derdini anlamış ve dervişe yemek hazırlamış. Ardından da ayakkabılarının söküğünü dikmiş ve dervişe:
-“Ey derviş! Ben yolculuğa çıkmak istiyorum. Bana öğüdün nedir” demiş. Derviş, eskiciye:
-“İlk önce yanına iyi bir arkadaş bul. İyi bir arkadaş bulamadan yola çıkma. Nitekim ‘er-refik sümme’t-tarik’ demişlerdir. İkincisi su olmayan yerde geceyi geçirme. Üçüncüsü, akşam vaktinde şehre girme” demiş.
Sonra bir gün eskici, birkaç arkadaşı ile yolculuğa çıkmış. Yolculuk sırasında büyük bir şehre yaklaşmışlar. Eskicinin yoldaşları şehre gitmiş fakat eskici şehre girmeyip su kenarında dinlenmiş. Sonra akşam vakti mezarlığa varıp bir mezarın yanında yatmış. Gece yarısı olunca iki kişi, bir şey getirip mezarlığa bırakıp gitmiş. Eskici, mum yakıp bakınca, bıraktıkları şeyin bir tabut olduğunu görmüş.
Tabutun içi ve dışı kanmış. Eskici tabutun kapağını açınca tabutun içinde yüzü gözü yaralı, her yeri kan içinde çok güzel bir kız görmüş. Adamlar kızı ince bir beze sarmış. Bu durumu gören eskici kendi kendine:
-“Bu kız ölmüş. Bari üstündeki bezi alayım” deyip bezi kızın üstünden çekmiş. Bunun üzerine tabutun içinde yatan kız:
-“Elini çek! Üstümdeki bezi niçin açıyorsun? Allah’tan korkmaz mısın?” demiş. Eskici bu durum karşısında şaşırıp kıza:
-“Niçin bu durumdasın?” demiş. Kız, eskiciye:
-“Beni iyileştir ve eski sağlığıma kavuştur. Sonra senin işine yararım” demiş.
Kızdan bu sözleri duyan eskici, hemen elbisesinin birini parçalayıp kızın vücuduna sarmış ve yaralarını bezle bağlamış. Sabah olunca eskici, kızı sırtına alıp şehre götürmüş. Şehirde bir kervansaraya varıp bir oda kiralamış. Kızı odaya getirip yatağa yatırmış ve kızı soran herkese de “Kardeşimdir” demiş.
Eskici, bir süre kıza ilaçlar içirip onun yaralarını iyileştirmiş. Sonra kız, bir kağıt yazıp eskiciye vermiş ve ona:
-“Filan yerde bir tüccarın dükkanı var. Bu kağıdı o tüccara ver ve tüccar sana ne verirse al getir” demiş.
Eskici, o tüccarın yanına varıp kağıdı o tüccara vermiş. Tüccar kağıdı okuyunca çok mutlu olmuş ve kağıdı öpüp başına koymuş. Ardından da eskiciye bir kese altın vermiş. Eskici, tüccarın verdiği keseyi alıp kıza götürmüş. Kız, eskiciye:
-“Bize bu şehirden iyi bir ev satın al. Sonra bana ve kendine süslü elbiseler al,” demiş.
Bunun üzerine eskici gidip iyi bir ev satın almış. Sonra da değerli elbiseler alıp kıza götürmüş ve giydirmiş. Eskici, kız ile satın aldıkları evde yaşamaya başlamış. Kız, tekrar bir kağıt yazıp onu eskiciyle tüccarın yanına göndermiş. Tüccar, kızın gönderdiği kağıdı okuyup eskiciye iki kese altın vermiş. Eskici iki kese altını almış ve götürüp kıza vermiş. Kız eskiciye:
-“Git kendine at ve elbise al. Sonra da birkaç hizmetçi al,” demiş. Eskici, gidip kızın söylediklerini yapmış. Kız, o şehre yerleşip saraylar yaptırmış ve bir kağıt yazarak eskiciyle kağıdı tüccara göndermeye devam etmiş. Tüccar da her defasında kızın gönderdiği kağıdı okuyup eskiciye keseyle altın vermiş. Eskici de altın kesesini alıp kıza götürmüş. Bir gün kız, eskiciye bir kese altını verip:
-“Filan yerde bir oğlan var. O oğlandan bize kumaş satın al ve oğlan kaç para isterse ver” demiş.
Bunun üzerine eskici oğlanın yanına varıp kızın söylediği gibi yapmış. Ardından birkaç gün geçmiş ve kız, eskiciye bir kese altın verip:
-“Git yine o oğlandan kumaş satın al ve oğlan ne kadar para isterse ver” demiş.
Eskici tekrar oğlanın dükkanına varmış. Kumaşlar satın alıp kaç para istediyse vermiş. Oğlan eskicinin bu cömertliği karşısında şaşırmış ve eskiciye:
-“Bir gün evime gel, sohbet edelim” demiş.
Eskici de “Tamam,” demiş.
Sonra eskici, oğlanın kendisi ile sohbet etmek istediğini kıza söylemiş. Kız eskiciye:
-“Oğlanın evine vardığında etrafına bakınma, önüne bak” demiş.
Ertesi gün eskici, oğlanın evine gitmiş. Oğlan, eskiciyi içeriye davet etmiş. Eskici eve girince sadece önüne bakmış ve yemeği yiyip oğlanın evinden çıkmış. Akşam vakti kızın yanına varmış. Kız, eskiciye:
-“Sen de oğlanı bizim eve davet et” demiş.
Ertesi gün eskici, oğlanın dükkanına varıp onu evine davet etmiş. Bunun üzerine oğlan eskiciye, “Tamam,” demiş.
Oğlanın geleceği gün kız, sarayını süslemiş. Çeşit çeşit yiyecekler, içecekler hazırlamış. Ayrıca saz ve keman çalan kişileri de hazır bulundurmuş. Sonra oğlan, kız ile eskicinin oturduğu saraya gelmiş. Akşama kadar yiyip içmişler. Akşam vaktinden sonra oğlan, evine gitmek için izin istemiş. Bunun üzerine eskici, kıza:
-“Ne yapayım, izin vereyim mi” diye sormuş. Kız:
-“Hayır, gitmesine izin verme. Bu gece bizde kalsın” demiş. Eskici oğlana:
-“Bu gece gitme, bizde kal” demiş.
Oğlan, eskiciyi kırmayıp kalmış ve sohbet ettikten sonra yatıp uyumuş. Sonra oğlan uyurken kız, eline bir hançer alıp oğlanın üzerine çökmüş, boğazını kesip onu öldürmüş. Eskici bu durumu görünce kıza:
-“Bu ne demek oluyor? Niçin oğlanı öldürdün” diye sormuş.
Kız, eskiciye:
-“Ey yiğit! Ben bu şehrin padişahının kızıyım. Bu öldürdüğüm oğlan ise bir kasabın çırağıydı. Ben, bir gün hamama giderken bu oğlanı yolda gördüm ve aşık oldum. Sürekli onu kız kılığına sokup yanıma getirirdim ve bazen ben kılık değiştirip oğlanın yanına giderdim. Ona pek çok altın ve mal verip onu tüccar ettim. Bir gece kılık değiştirip oğlanın yanına gittim. Evine vardığımda oğlanın başka bir kız ile oturup sohbet ettiğini gördüm. Bu durumu görünce dayanamayıp içeri girdim, oğlana kızdım ve sohbet ettiği kıza da birkaç kez vurdum. Sonra oğlan, yanında iki kişiyle gelip beni dövdü. Öldüğümü düşünüp bir tabuta koyup mezarlığa bıraktı. Sonra gelip hayatımı kurtardın. Şimdi git babama haber ver, sana çok iyilik yapar,” demiş.
Kızdan bu sözleri duyan eskici, saraya gidip padişahın vezirlerine durumu anlatmış. Vezirler durumu padişaha haber vermiş. Padişah, çok mutlu olmuş, hemen kızını saraya getirip gözlerini öpmüş.
Padişah, kızı kaybolunca Allah’a “eğer kızım sağ salim bulunursa kızımı derviş gibi bir adama vereceğim” diye yemin etmiş. Padişah Allah’a verdiği sözü yerine getirip kızını eskici ile evlendirmiş. Eskici o dervişin verdiği öğüdü dinleyip bu şekilde hareket ettiği için padişaha damat olmuş. Kızın aşık olduğu oğlanda kıza yaptığı kötülükten dolayı ölüp cezasını bulmuş.
Kaynak: Kırk Vezir Hikayeleri, Eskici ile Prenses Masalı.