Duman ile yardım isteyen köylüler
Duman ile yardım isteyen köylüler…
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman üstünde, uzak diyarların birinde bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar geçimlerini hayvancılıkla sağlarlarmış. Bu köyde yaz aylarında sıcaktan otlar erken kuruduğu için; inek, koyun ve keçilerin sütü azalırmış. Bu yüzden hayvan sahiplerinin çoğu, köyün arkasında bulunan çok yüksek dağ olan Kaf dağına çıkarlarmış.
Kaf dağından bakınca köy, aşağıda küçücük görünürmüş. Kaf dağına çıktıklarında hayvanlar, yeşil ot ve soğuk su ile buluşunca keyiflerine diyecek yokmuş. Köylüler de serin havanın tadını yaz boyunca çıkarırlarmış.
Yaylaya çıkıldığı zaman, mesafe uzak olduğu için kimse köye tekrar gitmezmiş. Bu yüzden köyde kalan insanlarla iletişimleri kesilirmiş. Kimse köyden aylar boyunca haber alamazmış.
Köyde atı olan tek kişi varmış; Hayri Bey. Hayri Bey’in atı, yıllarca her hastayı hastaneye her yolcuyu varacağı yere kavuştururmuş. Yayla zamanı köyün yarısı yaylaya giderken diğer yarısı köyde kalırmış. Hayri Bey’de hayvanları çok olduğu için yaylaya çıkarmış.
Günlerden bir gün köyde bir çocuk hastalanmış ve bu küçük çocuğu hastaneye ulaştırmak için Hayri Bey’in atına ihtiyaç duyulmuş. Ama Kaf dağına çıkmak en az bir gün sürermiş. Hasta olan küçük çocuk acılar içinde kıvranırken, babası sağa sola koşuşturuyormuş. Bu koşuşturma sırasında ayağı soba külüne takılmış ve içinde ateş kıvılcımı olan kül, kapının önündeki kuru otların içine dökülmüş. Çok vakit geçmeden kurumuş otlar tutuşu vermiş.
Hasta çocuğun babası, telaşla bir battaniye alarak ateşin üzerine üzerine vurmaya başlamış. O vurdukça göğe yükselen duman tuhaf şekiller oluşturmaya başlamış. Kaf dağında bulunan köylüler dumanın farklı farklı şekiller çizerek gökyüzüne yükseldiğini görünce köyde farklı bir durum olduğunu anlamışlar.
Hayri Bey hemen atını eyerleyip köye doğru hızla yola koyulmuş. Köye varınca küçük çocuğun hasta olduğunu duymuş ve hemen alıp hastaneye gitmişler. Çocuk hastaneye gidince iyileşmiş ve daha sonra köye dönmüşler. Köye dönünce, hasta çocuğun babası Hayri Bey’e:
-‘Sen ne iyi kalpli bir insansın. O gün köye gelmesen kim bilir oğlum nasıl acı çekecekti. Bizi rüyanda mı gördün de geldin?’ demiş.
Hayri Bey:
-’Efendi ben o gün köye doğru bakınca köyden tuhaf dumanlar yükseldiğini gördüm, yükselen dumanlar tuhaf şekiller çiziyordu. Bu yüzden geldim’ demiş.
O an ikisi de birbirinin yüzüne bakarak ‘Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?’ demiş. Koşup bütün köylüyü toplamışlar ve bir ateş yakmışlar herkesin yanında. Bir battaniye alarak dumandan farklı şekiller çizmeye başlamışlar ve demişler ki; ‘Bundan böyle köyde farklı bir durum olursa yayladakilere bu şekilleri duman yardımıyla çizip haber vereceğiz, eğer yaylada farklı bir durum olursa yayladakiler dumanla farklı şekiller çizip haber verecekler.’
O günden sonra yayla ve köy arasındaki iletişim hiç kopmamış ve insanlar dumanla haberleşmeyi bulmuşlar.
Duman ile yardım isteyen köylüler masalı da burada bitmiş.
Yazar: Fatih Arslan