Çirkin Ördek Yavrusu Masalı
Çirkin Ördek Yavrusu Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir memleketin güzel bir göl kıyısında yumurtalarının çıkmasını bekleyen anne ördek, yumurtalarının çatırdamaya başlamasıyla heyecanlanmış, çıkan yavrularını teker teker sayıp, kanatlarının altına almaya başlamıştı. Bir yumurta dışında diğer tüm yumurtalar kırılmıştı. Ancak kırılmayan bir yumurta kalmıştı. Onun neden kırılmadığına bir türlü anlam veremiyordu.
Birkaç gün daha o yumurtayı beklemeye karar vermiş. Üçüncü günün sonunda o yumurta da kırılmış kırılmasına ama içinden ördek yavrularına pek te benzemeyen kara bir yavru çıkıvermiş. Anne ördek şaşırmış, kardeşleri de, ‘çirkin! çirkin!’ diye dalga geçmeye başlamışlar. Böylece o yavruya, çirkin ördek yavrusu denmeye başlanmış.
Çirkin ördek yavrusu, anne ve kardeşleriyle ancak bir kaç gün yaşayabilmiş. Çünkü hem kardeşleri hem göldeki diğer ördek yavruları onunla dalga geçiyorlarmış. Daha fazla dayanamayıp bu göl kıyısından ayrılmaya, daha uzaklara gitmeye karar vermiş. Ve bir sabah erkenden, doğduğu yerleri terk ederek, kendisiyle alay edilmediği bir yer bulmak umuduyla yola çıkmış.
Az gitmiş, uz gitmiş, göller, sazlıklar aşmış akşam olunca bir göl kıyısında dinlenmeye karar vermiş. Çok yorgun olduğu için gece güzel bir uyku uyumuş. Sabah olunca gölde çok güzel, uzun boyunlu, bembeyaz kuşlar görmüş. Güzelliklerine hayran kalmış.
Utangaç bir halde, hayran kaldığı kuşlara doğru süzülmeye başlamış. Onlara yaklaştığında,
-Merhaba, demiş.
Diğer kuşlar da içtenlikle ‘Merhaba’ demişler. Ama kimse onunla çirkinliğinden dolayı dalga geçmemiş. Bu çirkin yavrunun çok tuhafına gitmiş ama horlanmadığı, aralarına kabul edildiği için ise de çok mutlu olmuş.
Günler, haftalar geçmiş, bizim çirkin yavru büyümüş, rengi beyazlamış, boynu uzamış, güzel büyük kanatları olmuş. Sonra sudaki yansımasına bakmış. Bir daha bakmış ve kendisinin bir kuğu olduğunu anlamış. Ama o, hiçbir zaman için kimse ile alay etmemiş, çünkü alay etmenin çok kötü bir şey olduğunu biliyormuş.