Cin ve Perilerin Halayı Masalı
Cin ve Perilerin Halayı Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde devler ve periler masal dinlemek için geceleri köylerde dolaşıyorken; o köyde yaşayan fakir bir adam varmış.
Bu fakir adamın sadece bir inek ve bir eşeği varmış. İneğin sütü ile karısıyla karnını doyurur, eşeği ile de eve odun ve ineğine ot taşırmış. Bu adamın bir de zengin bir komşusu varmış. Bu zengin adam komşularına hiç yardım etmez, hep kendisine harcarmış. Ayrıca gösterişi çok severmiş. Evine aldığı şeyleri de komşularına göstere göstere götürürmüş.
Ve fakir adamın bahtı açılıyor…
Bir gün bu fakir adamın ineği, dağa otlamaya gitmiş ve eve geri dönmemiş. Adam, akşam ineğin gelmediğini görünce bir telaşla eşeğine binip ineğini aramaya çıkmış. Az gitmiş uz gitmiş bir dere kenarına kadar yürümüş. Dere kenarında ki ağaçlıkların arasında bir ateş görüp oraya doğru ilerlemiş.
Ateşe yaklaştığında, bir grup cin ve perinin çoluk çocuklarıyla halay çektiğini görmüş. Halay çekmeyi çok seven adam hemen cin ve perilerin arasına girip halay çekmeye başlamış. Cin ve periler halay çekerken ‘Çarşambadır Çarşamba’ diye de halay çekiyorlarmış. Adamda bu tempoya ayak uydurup ‘Çarşambadır Çarşamba, Çarşambadır Çarşamba,’ diye eşlik etmiş.
Gün ışımaya yakın cinlerden biri, bir diğerine:
-‘Ben bu adamı çok sevdim. Hem çok güzel halay çekti, hem de şarkımızı çok güzel söyledi. Bu adama bir hediye verelim mi?’ diye sormuş.
Diğeri de kabul edince, adama bir çuval soğan kabuğu ile bir çuval sarımsak kabuğu verip ortadan kaybolmuşlar.
Cin ve periler ortadan kaybolduktan sonra adam bir çuvalı alıp açmış. Çuvaldaki soğan kabuklarını görünce sinirlenip yere savurmuş. Yere dökülen kabukların altına dönüştüğünü görüp çok sevinmiş. Sonra sarımsak çuvalındaki kabukları yere dökmüş. Onlarda gümüşe dönüşmüş. Adam bu altın ve gümüşleri çuvalına koyup eşeğine yükleyip evinin yolunu tutmuş. Karısı altın ve gümüşleri görünce çok mutlu olmuş.
Adam ertesi gün altın ve gümüşleri kuyumcuya götürüp bozdurmuş. Eve gelirken de canının çektiği ne varsa; elbise, ayakkabı, meyve ve sebze almış. Adamın bu kadar şey almış olduğunu gören zengin komşusu, bunları almak için parayı nerden bulduğunu sormuş. Adam başından geçenleri anlatınca komşusu; ‘Nerede bu cin ve periler,’ diye sormuş. Adam da dere kenarındaki yeri tarif etmiş.
Hava kararınca adamın komşusu tarif edilen yere gitmiş. Cin ve perilerin çoluk çocuğuyla halay çektiğini görmüş. Büyük bir hevesle o da halaya katılmış. Cin ve periler, ‘Perşembedir Perşembe,’ diye şarkı söylerken, adam da ‘Çarşambadır Çarşamba’ diyormuş. Sabaha kadar bu böyle devam etmiş. Güneş ışımaya yakın cinlerden biri diğerine:
-‘Yahu bu adam geceden beridir ‘Çarşambadır Çarşamba’ diye tutturdu. Birde halay çekerken hep ayağıma basıyordu. Bence bu adamı bir güzel dövelim,’ demiş. Diğerleri de tamam deyip ellerine aldıkları sopalarla adamı bir güzel dövmüşler.
Cin ve Perilerin Halayı Masalımızda burada bitmiş.