Çiftçi Ali Masalı
Çiftçi Ali Masalı
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzaklarda ki bir köyde yaşayan Ali adında bir çiftçi ile yaşlı annesi yaşarmış. Çiftçi Ali’nin küçük bir tarlası varmış ve bu küçük tarlasına her yıl havuç ekermiş. Ancak kazandığı para ancak karınlarını doyurmaya yetermiş.
Ali her gün annesine hayatından memnun olmadığını ve fakirliğin çok zor olduğunu söylermiş. Annesi de sürekli şükretmesini söylermiş. O ise başka şehirlere ve ülkelere gidip çok paralar kazanmak istermiş. Annesini yalnız bırakmak istemediği için ise bir türlü köyünü terk edemezmiş.
Çiftçi Ali bir gün tarlaya gidince, havuçlarının azaldığını görmüş. Diğer gün gidince biraz daha azaldığını görmüş. Ertesi gün bir sonraki gün havuçlar gene birer ikişer azalıyormuş. Çiftçi Ali, bir gece nöbet tutmaya karar vermiş ve elinde fener ile oturmuş bir havuç fidanının başına.
O an bir ses duyulmuş ve havuç fidanı aşağı doğru hareket etmiş. Çiftçi Ali aşağı çekilen havucu yapraklarından tutup çekmeye başlamış ama o an büyük bir delik açılmış ve Ali o delikten yuvarlanmaya başlamış. Ali yuvarlandıkça yuvarlanmış ve en son oda gibi bir yere düşüvermiş.
Ali elindeki feneri yakıp etrafına bakınmış. Bir de ne görsün! Bir oda dolusu altın. Önce çok sevinmiş, sevinci geçince de bakmış ki kapı yok. Her yer kapalı.
‘Neyse’ demiş Ali. Köylüler beni bulur diye endişelenmemiş. Aradan bir gün geçmiş kimse gelmemiş, iki gün geçmiş kimse gelmemiş ve en son açlık ve susuzluktan bitkin düşmeye başlamış.
Kendi kendine demiş ki; ‘ey çiftçi Ali! Eskiden paran yoktu ama karnın toktu. Güzel anacığın yanındaydı, şimdi ise bir oda dolusu altının var ama aç ve susuzsun. Bu servetle ne yemek yiyebiliyor ne su içebiliyorsun.’
Annesine fakirlikten dolayı her gün isyan ettiği için pişman olmuş ve kurtarması için başlamış Allah’a dua etmeye. Allah duasını kabul etmiş ve birden bir kapı açılmış. Odada bulunan altınlara dokunmadan çıkmış kapıdan.
Koşup annesine varmış. Olanı biteni anlatmış ve bir daha para için annesine söylenmemiş.
Çiftçi Ali Masalı da burada bitmiş.
Yazar: Fatih Arslan