Cehennemde Yandığını Gören Delikanlı
Cehennemde Yandığını Gören Delikanlı
Bir zamanlar işinde gücünde, namazında niyazında kendi halinde bir delikanlı varmış. Bir gün birkaç adam, bir şehirde yaşayan çok güzel evli bir kadın olduğunu kendi aralarında konuşurlarken, bu delikanlı da konuşulanlara kulak misafiri olmuş. Sonra delikanlının içinde önce çok büyük bir merak ve sonra anlam veremediği büyük bir aşk doğmuş.
Adamlardan bu sözü duyan delikanlı, böylece hiç görmediği ve sadece güzelliğini başkalarından duyduğu kadına aşık olmuş. Delikanlı, o kadını görmeyi çok istemiş ve denilen yere doğru yola çıkmış. Yolda giderken birkaç adama rastlamış. Bu adamların hiç durmadan ekin ektiklerini, ektikleri ekinlerin bir saat içinde büyüdüğünü ve adamların ise ekinleri biçip ovada yaktıklarını görmüş. Bu durumu gören delikanlı şaşırıp kalmış, tekrar yoluna devam etmiş. Biraz ileriye varınca bir adamın zorlanarak bir taşı yerinden kaldırmaya çalıştığını ve kaldıramayınca da taşın üstüne bir taş daha koyup öyle kaldırdığını görmüş. Delikanlı, yine şaşkına dönmüş. Biraz daha ileriye varınca bir adamın bir koyunun üzerine bindiğini, birkaç adamın da aynı koyunun üzerine binmeye çalıştığını fakat bir türlü binemediklerini görmüş. Delikanlı, bu durum karşısında da şaşırıp kalmış.
Delikanlı, biraz daha yürüdükten sonra kadının yaşadığı şehre varmış. Delikanlı, şehrin girişinde yaşlı bir adamın oturduğunu görüp yanına yaklaşıp selam vermiş. Yaşlı adam, delikanlıya:
-“Nerden geliyorsun?” diye sormuş. Delikanlı:
-“Filan şehirden geliyorum” demiş. Yaşlı adam:
-“Seni bu şehre getiren şey nedir?” diye sormuş. Delikanlı:
-“Bu şehirde çok güzel bir kadın varmış. Ona aşık oldum. Bu sebepten buraya geldim” demiş. Bunun üzerine yaşlı adam:
-“Ey delikanlı! Buraya gelirken yolda tuhaf şeyler gördün mü?” demiş.
Delikanlı, yolda gördüğü tuhaf şeyleri yaşlı adama bir bir anlatmış. Yaşlı adam, delikanlıya:
-“O gördüğün adamlar ekin ekerler, ekinler bir saat içinde büyür, sonra da onu yakarlar. O adamlar, iyi bir iş yapıp sonra onu kötülükle karıştırıp bozarlar. Diğer adam, kaldıramadığı taşın üzerine bir taş daha koyarak iki taşı birlikte kaldırır. Bu adam, ilk önce bir günah işler, o günah son derece ağır gelir, sonra gidip bir günah daha işler, ikinci günah ilk işlediği günaha göre hafifler. Bir günahın ağırlığına dayanacak gücü yokken üzerine ikinci bir günahı işler. Bu şekilde günahı artar, sıkıntıların ve belaların altında kalır. Sonraki adamın koyunun üzerine binmesi, diğer birkaç adamın da aynı koyuna binmeye çalışması, fakat bir türlü binemeyişleriyse şöyledir. O koyun dünyadır. Koyunun üzerine binmeye çalışıp da binemeyenlerse fakirlerdir. Bu fakirler, dünyada çalışıp çabalarlar fakat hiçbir şey elde edemezler” demiş.
Yaşlı adamdan bu sözleri duyan delikanlı şaşırıp kalmış ve yaşlı adama:
-“Yolda tuhaf şeyler gördüğümü bildin, bana bunların durumlarını açıkladın. Şimdi benim buraya gelmeme neden olan kadını biliyorsan bana bir iyilik yap da, o kadının yerini söyle” demiş.
Bunun üzerine yaşlı adam, delikanlıya:
-“Bu kadar tuhaf şeyler gördün. Onlardan ders alıp da evli bir kadın için buraya gelinemeyeceğini anlayamadın mı? Bir de utanmadan hala kadını soruyorsun, onun yerini öğrenmek istiyorsun” deyip delikanlının yüzüne bir tokat atmış.
Ardından delikanlı, bayılmış ve rüyasında kendisinin cehennemde olduğunu görmüş. Oradaki meleklere neden buraya geldiğini sormuş. Melekler; “Evli bir kadın için onca yol yürüdün. O kadar çok ibret verici olay görmene rağmen akıllanmadın. Başkasının namusuna göz dikmen çok büyük bir günah ve cezanı çekeceksin,” deyip onu ateş dolu bir çukura atmışlar. Delikanlı, “Tövbe Ya Rabbim tövbe,” diyerek gözlerini açmış. Bir rüya olduğunu anlayınca da çok büyük bir pişmanlık duyup, Allah’a (cc) kendisini bağışlaması için dua etmiş. Sonra oradaki yaşlıya teşekkür edip, evine geri dönmüş.
Kaynak: Kırk vezir Hikayeleri, Cehennemde Yandığını Gören Delikanlı.