Cadılar ve Cadılık Tarihi
Cadılar ve Cadılık Tarihi
Cadılık tarihi’ nde İlk cadılar, büyücülük yapan, sihir büyüleri kullanan ve tedavi amaçlı ruhları çağıran insanlardı. Çoğu cadının Şeytan’ın işini yapan paganlar olduğu düşünülüyordu. Ancak birçoğu, doğal şifacılar diğer adıyla toplumdaki koca karılardı.
Cadıların tarih sahnesine tam olarak ne zaman çıktığı belli değil, ancak Tevrat’ta (MÖ 931 ile MÖ 721 arasında yazıldığı düşünülen Samuel kitabında) ölmüş olan Kral Samuel’in ruhunun çağrılmasını anlatıyor. Endor Cadısı, Filistin ordusunu yenmesine yardım etmesi için ölü Kral Samuel’in bedenini uyandırmak için kimi işlemler yapıyor. Bu işlemler sonrasında uyanan Samuel, savaştan sonra tekrar ölüyor.
Yukarıdaki örnek dışında kimi Tevrat bölümlerinde “bir cadının yaşamasına izin vermeyeceksin” gibi ölüm fetvaları ifade edilmişken, cadılarla iş tutulmaması, yardım istenilmemesi konusunda uyarılara da yer verilmiştir.
Cadı histerisi, 1400’lerin ortalarında, pek çok kadın, cadılıkla suçlanıp işkence edilip cadılıklarını ifade etmeleri konusunda zorlandılar. Ağır işkencelere dayanamayan bir çok kadın cadı olmadığı halde cadı olduklarını kabul etmeleri sonrasında Avrupa da cadı nüfusunda patlama yaşandı. Bu yüzyılda cadı avları yaygınlaştı ve sanıkların çoğu kazığa bağlanarak ya da asılarak idam edildi. Özellikle bekar kızlar, dullar ve toplumun kenarındaki diğer kadınlar hedef alındı.
1500 ve 1660 yılları arasında, Avrupa’da 80.000’e kadar kadın, cadı ithamıyla idam edildi. Bunların yaklaşık % 80’i, Şeytan’la işbirliği içinde olduğu düşünülen ve şehvet dolu kadınlardı. Almanya en yüksek cadı infaz oranına sahipken, İrlanda ise en düşük orana sahipti.
Malleus Maleficarum Kitabı ve Cadı Avının Zirveye Çıkması
1486’da iki saygın Alman tarafından yazılan “Malleus Maleficarum” kitabının yayınlanması, cadı çılgınlığının pik hale gelmesine neden oldu. Genellikle “Cadıların Çekiciliği” olarak tercüme edilen kitap, esasen cadıların nasıl teşhis edileceği, avlanacağı ve sorgulanacağı konusunda bir rehberdi.
“Malleus Maleficarum” büyücülüğü (cadılığı) sapkınlık olarak nitelendirdi ve kısa sürede Protestanlar ve Katolikler için otorite haline geldi. 100 yıldan fazla bir sürede bu kitap, Avrupa’da İncil dışında en fazla satan kitap oldu.
Salem Cadı Mahkemeleri
Cadı histerisi Avrupa’da azalmışken, Fransızlar ve İngilizler arasındaki savaşlardan, çiçek hastalığı salgınından ve Amerika’da komşu Kızılderili kabilelerinin devam eden saldırı korkusundan sarsılan Yeni Dünya’da cadı avı düşüncesi tekrar büyüdü. Gergin ortam, günah keçisi bulmak için olgunlaşmıştı ve o dönemde Salem Mahkemeleri olarak bilinen cadı yargılama mahkemeleri kuruldu(1692).
9 yaşındaki Elizabeth Parris ve 11 yaşındaki Abigail Williams adlı iki kız çocuğunun ani çığlık atma, huzursuzluk gibi rahatsızlıklarından dolayı (bugün, bunların bir mantar türü tarafından zehirlendiklerine inanılmaktadır) cadı olarak suçlandılar. Bu mahkemelerde yaklaşık 150 kişi cadı ithamıyla suçlandı ve 18 kişi idam edildi. Bunlardan 6’sı erkekti.
Amerika’da ise 1647-1697 yılları arasında 46 kişi büyücülükle suçlandı ve 11’i suç bulunup idam edildi.
Cadılar Gerçek mi?
Amerika tarihindeki en ünlü cadılardan biri, Grace Sherwood’du. Sherwood 1706’da cadı ithamıyla yargılandı. Mahkeme, kadının suçluluğunu veya masumiyetini belirlemek için tartışmalı bir su testi kullanmaya karar verdi. Sherwood’un kolları ve bacakları bağlandı ve bir su kütlesine atıldı. Battıysa masum, yüzüyorsa, suçluydu. Sherwood batmadı ve cadı olmaktan suçlu bulundu. 8 yıl hapse mahkum edildi.
Cadıların Başucu Kitabı: Gölgeler Kitabı
Batı Dünyasının cadıları, dilimizdeki adıyla koca karıları günümüzde şifalı bitkilerden ilaç yaparak, cinlerden medet umarak, kemik ve zar atarak şifa dağıttıklarını iddia etmektedirler. Gölgeler Kitabı adlı kitapları başucu kaynaklarıdır.
Cadıların, cezalandırılmasıyla ilgili günümüzde de batıl inançlar söz konusu. Papua Yeni Gine’de 2010’dan beri büyücülük yaptığından şüphelenilen birçok erkek ve kadın dövüldü veya öldürüldü, genç bir anne ise diri diri yakıldı. Cadı olmakla suçlanan insanlara karşı benzer şiddet olayları Afrika, Güney Amerika, Orta Doğu ve Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki göçmen topluluklar arasında hala gündemini korumaktadır.
Bugün medyumluk yapan, cincilikle uğraşan kadınlar Ortaçağ Avrupa’sında yaşamış olsaydı Cadılık Tarihi içerisinde yerlerini alacakları muhakkaktı.
History.com sitesinden yararlanılmıştır.