Alaaddinin Sihirli Lambası
Alaaddinin Sihirli Lambası
Bir varmış bir yokmuş eski zamanlarda ülkenin birinde Alaattin adında biri varmış. Günlerden bir gün, Kuzey Afrikalı bir adam, Alaattin’i görmüş. Etraftan sorup soruşturmuş, kimi kimsesi olmadığını ve annesiyle yalnız yaşadığını öğrenince onların evine gitmiş ve kapıyı çalmış. Kapıyı Alaattin açmış. Yaşlı adama kim olduğunu sormuş, yaşlı adam:
-“Ben senin amcanım, uzun yıllar önce bu diyarı terk ettim şimdi geri döndüm” demiş. Birkaç gün Alaattin’in evinde kalmaya devam etmiş ve bu sürede iyice onların güvenini kazanmış. Bir gün yaşlı adam, Alaattin’e:
-“Filan yerde bir kuyu var, senin yüzüne açılır. Benimle gelip kuyuyu açarsan sana çok mal veririm” demiş. Alaattin:
-“Anneme söyle, izin verirse seninle gelirim” demiş.
Kuzey Afrikalı adam annesine söylemiş. Annesi oğluna izin vermiş. Adam, Alaattin’i yanına alarak şehrin dışına çıkmış, yıkık, harap bir kuyunun yanına varmış. Kuyu ağzına kadar suyla doluymuş. Adam kağıda bir şeyler yazarak kuyunun içine atmış. Ardından kuyudaki su, aşağıya doğru çekilerek yok olmuş. Sonra adamla Alaattin, kuyuya inmişler. Kuyunun dibinde kilitlenmiş bir kapı varmış. Kuzey Afrikalı adam, tekrar kağıda bir şeyler yazıp kapının kilidinin üstüne koymuş. Ardından kapının kilidi açılmış ve içeri girmişler. İçeride siyah bir adam, büyük bir taşı eline almış, başının üstünde tutuyor; içeriye kim girerse üstüne atıp öldürüyormuş. Kuzey Afrikalı adam, dua okuyup siyah adamın üzerine üfürmüş. Bunun üzerine siyah adam, taşı başının üzerinden indirip yere koymuş. Kuzey Afrikalı adamla Alaattin oradan geçip gitmişler. Karşılarına camdan yapılmış bir kapı çıkmış. Kapının önünde iki tane ejderha duruyormuş. Kuzey Afrikalı adamla Alaattin kapıya doğru yaklaşınca ejderhalar onlara saldırmış.
Kuzey Afrikalı adam, yeniden bir dua okuyup ejderhaların üzerine üflemiş. Bunun üzerine ejderhalar kaçıp bir deliğe girmiş. Ardından cam kapı açılmış. İçeriye girdiklerinde odanın bir köşesinde kırmızı renkli değerli taşlar, bir köşesinde değerli süs taşları, bir köşesinde altınlar ve bir köşesinde duvara asılı sihirli bir lamba varmış.
Sonra Alaattin ve Kuzey Afrikalı adam yalnızca duvarda asılı olan lambayı alarak oradan çıkmak için geri dönmüşler. Kuyunun ağzına geldiklerinde Kuzey Afrikalı adam önden yukarı çıkmış ve Alaattin’e sihirli lambayı kendisine uzatmasını söylemiş ancak Alaattin bu durumdan şüphelenerek:
-“Lambayı belime bağladım, elimden tut ve beni yukarı çek” demiş. Kuzey Afrikalı adam bu duruma kızarak, büyükçe bir taşı alıp kuyunun ağzına bırakmış ve Alaattin’i oracıkta yalnızlığa terk etmiş.
Alaattin karanlık kuyunun içinde kalınca, lambayı belinden çıkararak incelemeye başlamış, lambanın üstündeki tozu silerken birden bir cin çıkmış karşısına. Alaattin korkarak sende kimsin diye sormuş. Cin:
-“Ben sizin köleniz, siz de benim efendimsiniz,” demiş ve sonra Cin, Alaattin’e:
-“Dile benden ne dilersen” demiş. Alaattin:
-“Beni hemen evime götür” demiş. Göz açıp kapayıncaya kadar Alaattin kendisini evinde, annesinin yanında bulmuş ve başından geçen bütün olayları annesine anlatmış. Bir süre sonra acıkmışlar ve lambayı okşayarak bin bir çeşit ziyafet çekmişler. Daha sonra Alaattin kendisine sihirli lambasından kocaman bir köşk ve padişahın kızını istemiş. Her istediği anında oluvermiş. Uzun zamanlar böyle mutlu mesut yaşamaya devam ederken bir gün Alaattin ava çıkmış. Bu durumu fırsat bilen Kuzey Afrikalı adam, Alaattin’in evde olmamasını fırsat bilerek, eskici kılığında köşkün kapısına gitmiş. Kapıyı açan hizmetçiye:
-“Eski lambalar alırım, eskiciyim ben” demiş. Eskici, evde bulunan sihirli lambayı eski sanarak yenisiyle değiştirmek istemiş. Kuzey Afrikalı adam istediğini elde etmiş. Hemen lambayı okşamış ve cinden köşkü içindekilerle beraber Afrika’ya taşımasını istemiş.
Alaattin avdan dönünce köşkün yerinde olmadığını görmüş. Bu işi kuzey Afrikalı adamın yaptığını anlamış ve onun peşine düşmüş. Günler sonra köşkü bulmuş, gizlice içeriye girmiş. Bu durumdan kurtulmanın tek yolunun, Kuzey Afrikalı adamı öldürmek olduğunu düşünmüş. Hizmetçilere zehir vererek Kuzey Afrikalı adamın yemeğine katmalarını söylemiş. Hizmetçiler de yemeğin içine zehri koymuşlar. Hiçbir şeyden haberi olmayan Afrikalı adam zehirli yemeği yiyince orada ölüvermiş. Alaattin lambasına ve köşküne yeniden kavuşmuş. Alaaddinin Sihirli Lambası masalı da burada bitmiş.