Abdulmuttalib ve Zemzem Kuyusu
Abdulmuttalib ve Zemzem Kuyusu
Peygamber Efendimiz’in dedesi Abdülmuttalib, bir gün rüyasında kendisine Zemzem kuyusunu kazıp ortaya çıkarması söylendi. Daha sonra da kazması gereken yer bir işaretle kendisine gösterildi.
Abdülmuttalib niyetlenip kazmaya başladığında Kureyşliler:
“Mescidimizin yanını ne sana ne başkasına kazdırmayız!” diyerek onu engellediler. Bu olaya üzülen Abdülmuttalib:
“Eğer Allah bana on evlat verir, onlar da beni koruyacak çağa erişirlerse, onlardan birini Ka’be’nin yanında kurban edeceğim,” diyerek adakta bulundu.
Bir müddet sonra Kureyşliler, Abdülmuttalib’de gördükleri bazı olağanüstü hal ve işaretler sebebiyle yumuşadılar ve ona zemzem kuyusunu kazması için izin verdiler.
Abdülmuttalip, kuyuyu kazdı ve Zemzem suyunu ortaya çıkardı. Zamanla da Abdülmuttalib’in on evladı dünyaya geldi ve onlar kendisini koruyacak çağa eriştiler. Bunun üzerine rüyasında
“Adağını yerine getir,” denilerek yıllar önce Allah’a verdiği söz kendisine hatırlatıldı.
Adağının yerine sırayla koç ve sığır kesen Abdülmuttalib’den her gördüğü rüyada daha da büyüğü istendi. O, “Daha büyüğü nedir?” diye sorunca; “Oğullarından birini kurban etmeyi adamıştın!” denildi. Bunun üzerine evlatlarını toplayan Abdülmuttalib, Allah için yapmış olduğu bu adağı gerçekleştirmek için onları kendisine itaate davet etti.
Onlar da karşı çıkmayıp:
“Sen adağını yerine getir, istediğini yap!” dediler.
Bunun üzerine Albulmuttalib hangi oğlunu seçeceğini Kur’a ile belirlemeye karar verdi. Abdülmuttalib kura çekerken:
“Allah’ım! Ben evlatlarımdan birini Sana kurban etmeyi adamıştım. Aralarında kura çekeceğim, kurayı onlardan istediğine isabet ettir!” diye dua etti.
Kur’a Peygamber Efendimiz’in babası Abdullah’a çıktı. Abdülmuttalib, kurban etmek üzere oğlunu Kabe’ye götürdüğünde Mekkeliler, evlat kurban etmenin âdet haline gelmesinden korkarak ona engel oldular. Başka bir çözüm yolu bulmak için Abdülmuttalib’i bir âli-
me götürmek için ikna ettiler. Âlim:
“Sizde bir insanın diyeti ne kadardır?” diye sordu.
“On devedir,” diye cevap verdiler. Bunun üzerine âlim:
“Öyleyse Abdullah ile on deve arasında kura çekin. Şayet kura Abdullah’a çıkarsa on deve daha ilâve edin ve yirmi deve ile Abdullah arasında tekrar kura çekin. Bu sayıyı, kura develere çıkıncaya kadar onar onar artırın!” diye tavsiyede bulundu.
On deve ile Abdullah arasında kura çektiklerinde, kura Abdullah’a çıktı. On deve daha ilâve ederek kurayı tekrarladılar, yine Abdullah’a çıktı. Develerin sayısı yüze varıncaya kadar bu artırma devam etti. Sayı yüze ulaşınca, kura develere çıktı. Abdülmuttalib iyice emin olmak için kurayı üç defa daha tekrarladı. Abdulmuttalip, kuranın her defasında da develere çıktığını görünce içi ferahladı ve mutmain oldu. Sonra da develeri kurban ederek etlerini fakir fukaraya bağışladılar.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, atası İsmâil -aleyhisselâm-‘ın ve babası Abdullah’ın kurban edilmek için seçildiklerine işaretle: “Ben iki kurbanlığın oğluyum.” buyururlardı. Bu sebeple Allah Resulü “İbn-i Zebîhayn: İki kurbanlığın oğlu” diye de çağırılırdı.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş’ın Muhammed ‘(sav) hayatı kitabından alıntılanmıştır.Peygamberimizin Dedesi Abdulmuttalib ve Zemzem Kuyusu…